derin değişikliklere yol açmalı

derin değişikliklere yol açmalı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
derin değişikliklere yol açmalı must lead to profound changes

derin değişikliklere yol açmalı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bu yol açmalı this should lead to
büyümeye yol açmalı should lead to growth
sonuca yol açmalı must lead to the conclusion
bilginin artmasına yol açmalı should lead to increased knowledge
yol açmalı should give rise to
somut sonuçlara yol açmalı should lead to concrete results
daha iyi yol açmalı should lead to better
stoklarda önemli bir düşüşe yol açmalı should lead to a substantial drop in stocks
açmalı should open up
açmalı should unfold
tüm ziyaretçiler oturum açmalı all visitors must sign in
açmalı mıyım should i open
her zaman açmalı should always turn to
değişikliklere yol açtı led to changes
değişikliklere yol açabilir may lead to changes
ani değişikliklere yol açması leading to abrupt changes
bazı değişikliklere yol açtı led to some changes
önemli değişikliklere yol açmak lead to significant change
değişikliklere yol açmaz not lead to changes
bazı değişikliklere yol açtı has led to some changes
değişikliklere yol açmak giving rise to changes
sayısız değişikliklere yol açtı led to numerous changes
değişikliklere yol açan leading to modifications
belirgin değişikliklere yol açar leads to marked changes
değişikliklere uğramak undergo changes
değişikliklere tabi subject to modifications
değişikliklere uyum sağlamak accommodate changes
değişikliklere uğramak suffer changes
teknik değişikliklere tabi subject to technical modifications
değişikliklere neden olmak cause changes
değişikliklere cevap vermek respond to changes
değişikliklere duyarlı sensitive to changes
değişikliklere tabi subject to alterations
değişikliklere tepki react to changes
değişikliklere genel bakış overview of changes
değişikliklere uğramak undergo modifications
değişikliklere tabi subjected to changes
değişikliklere dikkat edin note any changes
değişikliklere katkı contributions to changes
değişikliklere uğrar undergoes changes
değişikliklere bak look at changes
değişikliklere neden olmak inducing changes
teknik değişikliklere tabi subject to technical changes
değişikliklere göre according to the changes
değişikliklere hitap etmek to cater for changes
değişikliklere rağmen despite changes
değişikliklere tabi tutulur is subjected to changes
değişikliklere maruz kalma exposure to changes
değişikliklere basarak pressing changes
değişikliklere uymak comply with changes