yerinden olmaya başladı

yerinden olmaya başladı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yerinden olmaya başladı began to displace

yerinden olmaya başladı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
olmaya başladı starting to become
olmaya başladı started to become
sahip olmaya başladı started having
sahip olmaya başladı began to have
meşgul olmaya başladı started to engage
olmaya başladı began to happen
olmaya başladı set on becoming
olmaya başladı began to become
ait olmaya başladı started to belong
gerçek olmaya başladı began to come true
meşgul olmaya başladı starting to engage
anlamlı olmaya başladı began to make sense
konsantre olmaya başladı started to concentrated
konsolide olmaya başladı began to be consolidated
sahip olmaya başladı is beginning to have
popüler olmaya başladı started to become popular
sorumlu olmaya başladı started to be in charge
kim olmaya başladı who went on to become
tedirgin olmaya başladı started getting nervous
daha fazla olmaya başladı started to become more
gönüllü olmaya başladı started volunteering
olmaya başladı begun to become
hemfikir olmaya başladı have begun to agree
adapte olmaya başladı begun adapting
dost olmaya başladı started being friendly
dikiş yerinden ayrılmak come apart at the seams
yerinden çıkarmak displace
yerinden displaced
yerinden olmuş ev kadını displaced homemaker
yerinden olmuş kişi displaced person
yerinden etmek oust
dünyayı yerinden oynatan world-shaking
dünyanın her yerinden from all over the world
dahili olarak yerinden olmuş kişiler internally displaced persons
ülke içinde yerinden olmuş insanlar internally displaced people
dahili olarak yerinden olmuş internally displaced
yerinden olmuş kişiler displaced persons
dünyanın her yerinden from across the globe
yerinden olmuş kırık displaced fracture
dünyanın her yerinden insanlar people all over the world
yerinden çıkarmak yanked out
yerinden çıkması unhinging
dünyanın her yerinden from across the world
beni yerinden oynattı moved me
zorla yerinden edilmiş forcibly displaced
yerinden edilmiş işçiler displaced workers
dikiş yerinden ayrılmak fall apart at the seams
her yerinden baskı all over print
iş yerinden etme job displacement
yerinden olmuş displaced from