| devam etmekte olan gelişme |
ongoing development |
devam etmekte olan gelişme terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| halen devam etmekte olan çalışmalar |
studies currently underway |
| halen devam etmekte olan soruşturmalar |
investigations currently underway |
| ülkede devam etmekte olan girişimler |
initiatives underway in the country |
| önceden devam etmekte olan |
under way prior |
| halen devam etmekte olan projeler |
projects currently underway |
| halen devam etmekte olan faaliyetler |
activities currently ongoing |
| devam etmekte |
in progress |
| şu an devam etmekte |
currently underway |
| devam etmekte |
are underway |
| yapım devam etmekte |
construction in progress |
| tamamen devam etmekte |
fully underway |
| iyi ve gerçekten devam etmekte |
well and truly underway |
| devam etmekte isteksiz |
reluctant to proceed |
| etkili bir şekilde devam etmekte |
effectively underway |
| devam etmekte ısrar etti |
insisted on going |
| aktif olarak devam etmekte |
actively underway |
| işletme devam etmekte de değildir |
the entity retains neither continuing |
| muhafaza etmekte |
upholding |
| teslim etmekte |
in delivering |
| kabul etmekte isteksiz |
reluctant to accept |
| not etmekte fayda var |
it is worthwhile to note |
| ifade etmekte özgür |
free to express |
| ikna etmekte başarılı olmak |
succeed in persuading |
| tavsiye etmekte hiçbir tereddütüm yok |
i have no hesitation in recommending |
| ziyaret etmekte tereddüt etmeyin |
do not hesitate to visit |
| hareket etmekte başarısız olmak |
failing to move |
| taklit etmekte tereddüt |
hesitate to imitate |
| not etmekte fayda var |
it is useful to note |
| taahhüt etmekte isteksiz |
reluctant to commit |
| kabul etmekte isteksiz olmak |
be reluctant to accept |
| takip etmekte özgür |
free to pursue |
| takip etmekte zorlandım |
i had trouble following |
| takip etmekte zorlandım |
had trouble following |
| dans etmekte özgür ol |
be free to dance |
| kabul etmekte sorun yok |
no problem in accepting |
| kabul etmekte tereddüt etmek yok |
have no hesitation in accepting |
| davet etmekte ısrar etmek |
insist on inviting |
| ifade etmekte zorlanıyorum |
i find it difficult to express |
| istifa etmekte özgürüm |
i am free to resign |
| teyit etmekte hiçbir tereddütüm yok |
i have no hesitation in affirming |
| argümanları kabul etmekte isteksiz |
reluctant to accept arguments |
| telafi etmekte başarısız oluyor |
it fails to remedy |
| ifade etmekte özgür |
feels free to express |
| tavsiye etmekte tereddüt etmeyin |
not hesitate to recommend |
| hayal etmekte zorlanıyorum |
i find hard to imagine |
| takip etmekte başarısız oldu |
has failed to follow |
| bir şeyleri fark etmekte çok başarılıyım. |
i'm very good at noticing things. |
| kim ifşa etmekte özgür |
who is free to disclose |
| yardım etmekte yardımcı oldu |
been instrumental in helping |
| teklif etmekte tereddüt etmeyin |
don't hesitate to propose |