yüksek bilinç düzeyi

yüksek bilinç düzeyi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yüksek bilinç düzeyi raised level of awareness

yüksek bilinç düzeyi terimi için benzer kelimeler ve anlamları

daha yüksek bilinç düzeyi higher level of consciousness
yüksek bilinç düzeyi high level of awareness
yüksek bilinç düzeyi higher level of awareness
depresif bilinç düzeyi depressed level of consciousness
azalmış bilinç düzeyi decreased level of consciousness
düşük bilinç düzeyi low levels of awareness
düşük bilinç düzeyi low level of awareness
artan bilinç düzeyi increasing level of awareness
artan bilinç düzeyi increased level of awareness
yüksek bilinç higher consciousness
yüksek bilinç hali higher state of consciousness
yüksek bilinç heightened consciousness
yüksek bilinç high consciousness
daha yüksek bilinç durumları. higher states of consciousness.
yüksek yüksek yüksek en yüksek high higher highly highest
yüksek ilgi düzeyi high level of interest
yüksek alaka düzeyi high relevance
yüksek başarı düzeyi high level of accomplishment
yüksek memnuniyet düzeyi high level of satisfaction
yüksek güven düzeyi high level of confidence
yüksek katılım düzeyi high level of participation
yüksek motivasyon düzeyi high level of motivation
yüksek vergi düzeyi high level of taxation
yüksek sağlık koruma düzeyi high level of health protection
daha yüksek memnuniyet düzeyi higher levels of satisfaction
yüksek politika alaka düzeyi high policy relevance
mevcut yüksek aktivite düzeyi current high level of activity
alaka düzeyi yüksek of high relevance
yüksek öncelik düzeyi high level of priority
yüksek politik alaka düzeyi high political relevance
daha yüksek ilgi düzeyi a higher level of interest
yüksek kullanıcı kabul düzeyi high level of user acceptance
yüksek başarı düzeyi high levels of accomplishment
verilen yüksek dikkat düzeyi high level of attention given
belirsizlik düzeyi daha yüksek greater level of uncertainty
daha da yüksek memnuniyet düzeyi even higher levels of satisfaction
en yüksek sonuç düzeyi highest level of results
yüksek ilgi düzeyi high levels of interest
en yüksek hırs düzeyi highest level of ambition
sosyoekonomik düzeyi yüksek high socioeconomic level
en yüksek memnuniyet düzeyi the highest level of satisfaction
yüksek kullanım düzeyi high level of utilization
daha yüksek katılım düzeyi higher level of engagement
alaka düzeyi yüksek with high relevance
yüksek suçluluk düzeyi high level of criminality
yüksek seçicilik düzeyi high level of selectivity
mümkün olan en yüksek kesinlik düzeyi highest possible level of certainty
yüksek alaka düzeyi hastalıkları diseases of high relevance
değişmiş bilinç hali altered state of consciousness
bilinç consciousness