| her zaman yaptığım gibi |
as i have always done |
her zaman yaptığım gibi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| her zaman yaptığım gibi |
as i always did |
| yaptığım gibi |
as i did so |
| yorum yaptığım gibi |
as i commented |
| benim yaptığım gibi |
as do i |
| benim yaptığım gibi |
like i do |
| yaptığım gibi |
as i would |
| yaptığım gibi |
as did i |
| yaptığım gibi |
the way i did |
| bir zamanlar yaptığım gibi |
as i once did |
| daha önce yorum yaptığım gibi |
as i commented previously |
| daha önce yaptığım gibi |
as i did before |
| yaptığım gibi farketmek |
realizing as i do |
| yaptığım gibi |
like i doing |
| yaptığım gibi geliyor |
coming as i did |
| yaptığım gibi |
as i made |
| yaptığım gibi davran |
act the way i do |
| yaptığım gibi |
similar to those i carried out |
| geçmişte yaptığım gibi |
as i have done in the past |
| toplantı yaptığım gibi |
as i have a meeting |
| yaptığım gibi |
as i made with |
| yaptığım gibi |
as i did with |
| yaptığım gibi |
as i'm doing |
| yaptığım her şey |
all i have ever done |
| yaptığım her şey |
everything i've built |
| yaptığım her ziyaret |
every visit i make |
| yaptığım her şeyin bir çaba olduğunu hissettim |
i felt that everything i did was an effort |
| her zaman zaman zaman değiştirilen |
each as amended from time to time |
| her zaman ve her zaman |
ever and always |
| tüm insanlar her zaman, her zaman gıda güvenliği var |
food security exists when all people, at all times |
| her zaman açık, her zaman bağlı |
always on, always connected |
| her zaman her zaman güven |
always always trust |
| her zaman her zaman olacak |
always was always will |
| her zaman daha yüksek her zaman |
ever higher always |
| her şey, her yerde, her zaman |
anything, anywhere, anytime |
| her yerde, her yerde, her zaman |
anyplace, anywhere, anytime |
| yaptığım, yaptığımdan çok, çok daha iyi bir şey. |
it is a far, far better thing that i do, than i have ever done |
| en iyi yaptığım şey |
what i do best |
| yaptığım şeyi seviyorum |
i love what i do |
| yaptığım |
that i made |
| yaptığım şey |
what i did was |
| yaptığım |
that i did |
| yaptığım ilk şey |
the first thing i do is |
| bu benim yaptığım şey |
it's what i do |
| yaptığım için üzgünüm |
sorry for doing |
| ilk yaptığım şey |
the first thing i did was |
| ilk yaptığım şey |
the first thing i did |
| daha önce yaptığım şeyler |
things i did before |
| yaptığım yanlıştı |
what i did was wrong |
| yaptığım |
that i have done |
| tek yaptığım |
all i did was |