| henüz öğrenilmemiş bir derstir. |
it is a lesson not yet learned. |
henüz öğrenilmemiş bir derstir. terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| hayat bir derstir |
life is a lesson |
| zorunlu bir derstir |
is a required course |
| öğrenilmemiş insanlar |
unlearned persons |
| öğrenilmemiş |
have not been learnt |
| henüz yapmadıysanız, henüz |
if you aren't yet |
| bay barroso henüz bir orkestra için iyi bir şef olarak |
mr barroso as a good conductor for an orchestra that has yet |
| henüz bir şey yapmadım. |
i haven't done anything yet. |
| henüz bir |
yet one |
| henüz şaşırtıcı bir şekilde |
yet surprisingly |
| henüz garip bir şekilde |
yet strangely |
| henüz bir şey almadım |
i have not received anything yet |
| henüz bir kelime yok |
no word yet |
| henüz başka bir örnek |
is yet another example |
| henüz bir bütün olarak |
yet on the whole |
| henüz bir hesabınız yok |
don't have an account yet |
| henüz arada bir |
yet once in a while |
| henüz bir sebep |
yet one reason |
| henüz bir müşteri değil misiniz? |
not a customer yet? |
| henüz garip bir şekilde |
yet oddly |
| henüz bir tanesine sahip değilim |
i don't have one yet |
| bir nedenden dolayı henüz |
yet for some reason |
| henüz bir şey |
yet something |
| henüz sadece küçük bir yüzde |
yet only a small percentage |
| henüz bir şey görmediniz |
you haven't seen anything yet |
| henüz belirlenmemiş bir gelecek kullanım için tutulan arazi. |
land held for a currently undetermined future use. |
| henüz bir cevap almadım |
i have not yet received an answer |
| henüz bir şey yemedim |
i haven't eaten yet |
| henüz bir planın var mı? |
any plans yet? |
| henüz bir seçeneğim yok |
i yet have a choice |
| henüz bir sorun değil |
is not yet an issue |
| net bir resim henüz |
a clear picture is yet to |
| hakkında henüz bir şey bilmiyorum |
i don't know yet about |
| henüz önemli bir sorun |
yet important problem |
| henüz detaylı bir genel bakış |
yet detailed overview |
| henüz bir gerçek değil |
is not yet a reality |
| henüz bir yanıt almadım |
i have not yet received a response |
| henüz bir fikir birliği yok |
yet there is no consensus |
| henüz bir şey almadım |
i haven't received anything yet |
| henüz bir ürün yorumu bulunmamaktadır |
there are currently no product reviews |
| henüz böyle bir şey |
such thing yet |
| vakıf henüz kayda değer bir meyve vermedi; fakat |
foundation has not yet yielded any noteworthy fruit; but |
| henüz bir sonuç yok |
any results yet |
| henüz bir şekilde |
yet in some ways |
| hakkında henüz bir şey yok |
nothing yet about |
| henüz bir fikri yok |
has as yet no idea |
| henüz önemli bir etkisi olmadı. |
have not yet had a major impact. |
| henüz sadece bir avuç |
yet only a handful |
| henüz doğrulanmamış bir yöntem |
a method not yet validated |
| henüz bir şey yok |
something yet nothing |
| henüz bir iz yok |
yet no signs |