| yayılmasını teşvik etmede |
in promoting the spread of |
yayılmasını teşvik etmede terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| teşvik etmede etkili |
effective in promoting |
| teşvik etmede önemli |
important in promoting |
| böylece ticareti teşvik etmede temel bir rol oynamaktadır. |
thus playing a fundamental role in promoting trade |
| teşvik etmede etkili olmuştur |
has been effective in fostering |
| teşvik etmede aracıdır |
is instrumental in promoting |
| teşvik etmede faktör |
factor in promoting |
| çalışmalarının yayılmasını teşvik eder |
encourages dissemination of its work |
| yayılmasını teşvik etmek |
encourage its dissemination |
| çalışmaların yayılmasını teşvik etmek |
promote the dissemination of studies |
| medyada yayılmasını teşvik etmek |
promote its dissemination in the media |
| yayılmasını teşvik etti |
encouraged the spread |
| elde etmede |
in obtaining |
| tahmin etmede |
in estimating |
| elde etmede başarı |
success in obtaining |
| tahmin etmede iyi |
good at guessing |
| tahmin etmede yararlı |
useful in estimating |
| elde etmede amaç |
purpose in obtaining |
| teslimatı kabul etmede varsayılanlar |
defaults in accepting delivery |
| yardım etmede aracı oldular |
were instrumental in helping |
| elde etmede yargı |
judgement in obtaining |
| çocuklara yardım etmede çok etkili |
so effective in helping children |
| nefret suçlarıyla baş etmede |
in dealing with hate crimes |
| yardım etmede önemliydi |
was significant in helping |
| elde etmede el |
hand in getting |
| teslim etmede aracı |
instrumental in delivering |
| motive etmede önemli rol |
important role in motivating |
| vergi yasalarını idare etmede kullanmak |
use in administering their tax laws |
| mesaneyi kontrol etmede zorluk |
difficulty controlling the bladder |
| yönlendirmede, koordine etmede, |
in so directing, coordinating, |
| sonuç elde etmede |
in obtaining results |
| nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşması |
nuclear non-proliferation treaty |
| yayılmasını daraltmak |
narrowing spreads |
| yayılmasını önlemek |
prevent from spreading |
| yayılmasını engellemek |
curb the spread |
| nükleer silahların yayılmasını önleme rejimi |
nuclear non-proliferation regime |
| yayılmasını kolaylaştırmak |
facilitate dissemination |
| yayılmasını kısıtlamak |
restrict dissemination |
| mikropların yayılmasını önlemek |
prevent the spread of germs |
| enfeksiyonun yayılmasını durdurmak |
stop the spread of infection |
| sunucu yayılmasını azaltmak |
reduce server sprawl |
| nükleer silahların yayılmasını önleme |
preventing the spread of nuclear weapons |
| hastalığın yayılmasını önleme |
preventing the spread of disease |
| yayılmasını içeren |
contain its spread |
| virüsün yayılmasını önlemek |
prevent the spread of the virus |
| yayılmasını sağlamak |
ensure dissemination |
| virüsün yayılmasını önlemek |
prevent the virus from spreading |
| yayılmasını önlemek için |
to prevent their spread |
| nükleerin yayılmasını engellemek |
curtail the spread of nuclear |
| yayılmasını engellemek |
quell the spread of |
| hastalığın yayılmasını durdurur |
stops the spread of disease |