| bu eğilimin devam ettiğini görüyoruz |
we see this trend continuing |
bu eğilimin devam ettiğini görüyoruz terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bu eğilimin devam etmesi muhtemel |
this trend is likely to continue |
| devam ettiğini biliyorum |
i know you go on |
| büyümenin devam ettiğini görmek |
seeing continued growth |
| senin eğilimin |
your disposition |
| bu eğilimin tersine çevrilmesi gerekiyor |
this trend must be reversed |
| genel eğilimin aksine |
in contrast to the general trend |
| geçmiş eğilimin tahmin edilmesi |
extrapolation of past trend |
| daha geniş bir eğilimin parçası |
part of a broader trend |
| senin eğilimin |
your tendency |
| eğilimin üstesinden gelmek |
overcome tendency |
| bu eğilimin istisnası. |
exception to this trend. |
| bu eğilimin kökeni |
the origin of this trend |
| bu eğilimin etkileri |
the implications of this trend |
| olumsuz eğilimin devamı |
continuation of negative trend |
| eğilimin ardından |
following disposition |
| bu eğilimin altını çizin |
underscore this trend |
| eğilimin fazlalığı |
extrapolation of trend |
| eğilimin hafife alınması |
tendency underestimate |
| eğilimin daha da artması muhtemel |
trend likely to be exacerbated |
| hak ettiğini al |
get what you deserve |
| tavsiye ettiğini uygula |
practise what you preach |
| bana ne tercih ettiğini söyle |
tell me what you prefer |
| kabul ettiğini belirtmek |
signify its acceptance |
| kabul ettiğini beyan etti |
declares to accept |
| hak ettiğini |
that he deserves |
| hak ettiğini |
that she deserves |
| hak ettiğini |
that it deserves |
| kabul ettiğini kabul ediyorsun |
you acknowledge your acceptance |
| hak ettiğini biliyorum |
i know you deserve |
| ziyaret ettiğini biliyorum |
i know you visit |
| okuduğunu, anladığını ve kabul ettiğini |
that you have read, understood, and agreed to |
| eşlik ettiğini |
that you accompany |
| tüm bunların neye yardım ettiğini |
what this is all in aid of |
| hak ettiğini alır |
he gets what he deserves |
| kabul ettiğini onayla |
confirm that it accepts |
| temsil ettiğini |
represent that he or she |
| kabul ettiğini belirtir |
signifies its acceptance |
| neden tercih ettiğini gör |
see why prefer |
| hareket ettiğini |
that you are moving |
| delil teşkil ettiğini |
constitute evidence that |
| ne kadar nefret ettiğini |
how much he hated |
| kabul ettiğini beyan eder |
declares to accept that |
| kabul ettiğini gösteriyorsun |
you are indicating your acceptance |
| birine yardım ettiğini bilmek |
knowing that you are helping someone |
| 5. bu gruplardan hangisinin sizi en iyi şekilde temsil ettiğini söylersiniz? |
5. which one of these groups would you say best represents y |
| yeryüzünün hareket ettiğini hissettim |
felt the earth move |
| ihlal ettiğini iddia ettiğiniz materyalin belirlenmesi |
identification of the material that you claim is infringing |
| teşvik ettiğini düşünüyorlar |
they think it encourages |
| sahip olduğun veya kontrol ettiğini |
that you own or control |
| takip ettiğini |
that he was following |