yurtdışına seyahat edebilmek

yurtdışına seyahat edebilmek teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yurtdışına seyahat edebilmek able to travel abroad

yurtdışına seyahat edebilmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
seyahat edebilmek able to travel
seyahat edebilmek be able to travel
seyahat edebilmek being able to travel
yurtdışına seyahat etmeye istekli willing to travel abroad
tatile yurtdışına seyahat travel abroad on holiday
yani yurtdışına seyahat etmek so travelling abroad
yurtdışına seyahat etmek zorunda kalmadan without having to travel abroad
tekrar yurtdışına seyahat et travel abroad again
yurtdışına seyahat etmek bana fırsat verdi travelling abroad gave me the opportunity
yurtdışına seyahat etmek istiyorum i want travel abroad
teslim edebilmek able to deliver
idare edebilmek able to handle
rekabet edebilmek be competitive with
hareket edebilmek able to act
teslim edebilmek be able to deliver
tespit edebilmek able to identify
iddia edebilmek able to claim
olumlu rekabet edebilmek compete favorably
meşgul edebilmek able to engage
hizmet edebilmek able to serve
tespit edebilmek able to spot
yardım edebilmek able to help
rekabet edebilmek able to compete
teklif edebilmek be able to offer
takip edebilmek able to track
rekabet edebilmek to be in competition
idare edebilmek be able to handle
adapte edebilmek able to adapt
tedarik edebilmek able to supply
komuta edebilmek able to command
rekabet edebilmek için in order to become competitive
teklif edebilmek being able to offer
tedarik edebilmek be able to supply
elde edebilmek able to acquire
ifade edebilmek able to state
hizmet edebilmek be able to serve
sana yardım edebilmek able to assist you
durumla baş edebilmek için in order to cope with the situation
transfer edebilmek able to transfer
entegre edebilmek able to integrate
şarj edebilmek able to charge
devam edebilmek able to proceed
rekabet edebilmek achieve competitiveness
yardım edebilmek able to assist
takip edebilmek able to follow
hayatla baş edebilmek able to cope with life
etki edebilmek able to effect
inşa edebilmek be able to build
ispat edebilmek be able to prove
temsil edebilmek able to represent