| önlemeye odaklanmış araştırma ve eylemlerde bulunmak |
undertake research and action focused on preventing |
önlemeye odaklanmış araştırma ve eylemlerde bulunmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| eylemlerde bulunmak |
engaged in actions |
| hedeflenen eylemlerde bulunmak |
engage in targeted actions |
| ortak eylemlerde bulunmak |
conduct joint actions |
| somut eylemlerde bulunmak |
to undertake concrete actions |
| iyileştirmek için eylemlerde bulunmak |
to undertake actions to improve |
| somut eylemlerde bulunmak |
engage in concrete actions |
| koordineli eylemlerde bulunmak |
to take coordinated actions |
| belirli eylemlerde bulunmak |
undertake certain actions |
| önlemeye katkıda bulunmak |
contribute to the prevention |
| önlemeye katkıda bulunmak |
contribute to prevent |
| eylemlerde prosedür |
procedure in actions |
| tüm eylemlerde |
in all actions |
| eylemlerde sınırlama |
limitation on actions |
| eylemlerde yargı yetkisi |
jurisdiction in actions |
| ilk eylemlerde |
on first actions |
| eylemlerde yetkisi var |
has jurisdiction in actions |
| bazı olumlu eylemlerde bulunuldu, |
taken some positive action, |
| eylemlerde suç |
complicity in the acts |
| büyük eylemlerde yer aldı |
took part in major actions |
| yedinci çerçeve kapsamındaki eylemlerde |
in actions under the seventh framework |
| hangi eylemlerde |
on which actions to |
| hızlı, ortak eylemlerde bulundu |
took swift, joint actions |
| eylemlerde görünmek |
appear in actions |
| eylemlerde bulunur |
commits actions |
| eylemlerde bulunuldu |
actions have been undertaken |
| eylemlerde bir adım |
a step in the actions |
| eylemlerde ifade edilen |
which is expressed in actions |
| önemli eylemlerde bulunuldu |
undertook significant actions |
| eylemlerde tezahür etti |
manifested in acts |
| önlemeye yardımcı ol |
help prevent |
| önlemeye yardımcı olur |
helps prevent |
| güneş yanığını önlemeye yardımcı olur |
helps prevent sunburn |
| önlemeye çalış |
try to prevent |
| önlemeye çalıştı |
sought to prevent |
| bu önlemeye yardımcı |
that help prevent |
| önlemeye yardımcı olabilir |
can help prevent |
| önlemeye odaklanmak |
focus on prevention |
| koruyarak elektromanyetik girişimi önlemeye yardımcı olabilir |
can help prevent electromagnetic interference by maintaining |
| önlemeye yardımcı olmak |
assist in preventing |
| kırılmayı önlemeye yardımcı olur |
helps prevent breakage |
| hamileliği önlemeye yardımcı |
help prevent pregnancy |
| hasarı önlemeye yardımcı |
help prevent damage |
| önlemeye yardımcı olur |
helps preventing |
| önlemeye yardımcı olacak |
will help to prevent |
| önlemeye yardımcı olabilir |
may help to prevent |
| önlemeye yardımcı oldu |
helped to prevent |
| önlemeye gerek yok |
need not prevent |
| bunu önlemeye çalış |
try to prevent this |
| relapsları önlemeye yardımcı olur |
helps prevent relapses |
| benzersiz tasarımımız, gereksiz arka baskıyı önlemeye yardımcı olur |
our unique design helps eliminate unnecessary back-pressure |