| daha yüksek bir riskle karşı karşıya kalabilirler |
they may face a higher risk |
daha yüksek bir riskle karşı karşıya kalabilirler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| karşı karşıya kalabilirler |
they may be facing |
| karşı karşıya kalabilirler |
they might be faced |
| daha fazla riskle karşı karşıya |
faces more risk |
| riskle karşı karşıya |
faces the risk that |
| riskle karşı karşıya |
faces risk |
| riskle karşı karşıya kalırken |
when facing a risk |
| riskle karşı karşıya |
are faced with a risk |
| riskle karşı karşıya |
are facing risk |
| kalabilirler |
they can stay |
| kalabilirler |
they could stay |
| çocuklar hayatta kalabilirler |
children are likely to survive |
| kalabilirler |
are able to stay |
| irtibatta kalabilirler |
they can stay in touch |
| hamile kalabilirler |
they could get pregnant |
| daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya |
facing higher prices than |
| riskle yüzleşmek |
face the risk |
| riskle |
by risk |
| gereksiz riskle sonuçlanır |
result in unnecessary risk |
| riskle sonuçlanmak |
result in risk |
| riskle yüzleşmek |
confront risk |
| riskle dolu |
is fraught with risk |
| riskle sonuçlanan |
resulting in a risk |
| düşük riskle sonuçlanır |
result in lower risk |
| riskle ilgili sonuçlar |
risk related consequences |
| minimum riskle |
with minimal amount of risk |
| riskle sonuçlanabilir |
may result in a risk |
| riskle ilgili konular |
risk related issues |
| riskle ilgili |
stake related |
| riskle ilgili faaliyetler |
risk-related activities |
| riskle ilgili maliyetler |
risk-related costs |
| kendisine karşı tanıklarla karşı karşıya gelmek; sahip olmak |
to be confronted with the witnesses against him; to have |
| karşı gelen davalarla karşı karşıya |
faces lawsuits from |
| yüksek risklerle karşı karşıya |
face high risks |
| yüksek düzeyde işsizlikle karşı karşıya |
facing high levels of unemployment |
| yüksek olasılıkla karşı karşıya |
face higher probability |
| yüksek oranlarla karşı karşıya |
faced with high rates |
| hiv enfeksiyonunun yüksek riskleriyle karşı karşıya |
facing high risks of hiv infection |
| yüksek düzeyde belirsizlikle karşı karşıya kalmak |
face a high level of uncertainty |
| daha büyük bir dışlanma riskiyle karşı karşıya |
face a greater risk of exclusion |
| daha büyük bir zorlukla karşı karşıya |
faces a greater challenge |
| bir kez daha karşı karşıya kaldık |
we are faced, once again, with |
| giderek daha fazla karşı karşıya |
are increasingly faced |
| daha büyük anne riskiyle karşı karşıya |
face a greater risk of maternal |
| giderek daha fazla karşı karşıya |
are increasingly facing |
| daha fazla zorluklarla karşı karşıya |
face more difficulties than |
| daha karmaşık karşı karşıya |
are facing more complex |
| daha sert rekabetle karşı karşıya |
facing stiffer competition |
| daha büyük zorluklarla karşı karşıya |
face greater difficulties |
| daha fazla ayrımcılıkla karşı karşıya |
face further discrimination |
| bir seçim ile karşı karşıya |
faced with a choice |