| makul olarak gerekli görür |
reasonably considers necessary |
makul olarak gerekli görür terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| makul olarak gerekli görür |
deems reasonably necessary |
| gerekli görür |
deems necessary |
| gerekli görür |
shall deem necessary |
| gerekli görür |
considers necessary |
| yürürlükteki herhangi bir yasayı yerine getirmek için gerekli görür |
deems necessary to satisfy any applicable law |
| yüklenici gerekli görür |
contractor deems necessary |
| doktor gerekli görür |
the doctor deems necessary |
| makul olarak makul |
reasonably reasonably |
| dahili ve harici olarak işlev görür |
function internally and externally |
| buradaki iktidar veya imtiyaz, feragatname olarak işlev görür |
power or privilege hereunder, shall operate as a waiver |
| bir mikro kozm olarak işlev görür |
acts as a microcosm |
| temel taşı olarak işlev görür |
function as a cornerstone |
| vergi amaçlı kurum olarak muamele görür |
is treated as a body corporate for tax purposes |
| platform olarak işlev görür |
functions as a platform |
| destekleyici substrat ve sabitleme yüzeyi olarak işlev görür |
which serves as supporting substrate and fixing surface |
| bir anahtar olarak görür |
acts as a switch |
| evrensel olarak işlev görür |
functions universally |
| fonlar bir gruplandırma kriteri olarak işlev görür |
funds serves as a grouping criteria |
| makul olarak gerekli |
reasonably required |
| makul olarak gerekli |
reasonably necessary |
| makul olarak gerekli |
as reasonably required |
| makul olarak gerekli |
as reasonably necessary |
| makul olarak gerekli olabilir |
as may reasonably be required |
| makul olarak gerekli |
reasonably be required |
| makul olarak gerekli |
as reasonably necessary for |
| makul olarak gerekli |
reasonably required for |
| makul olarak gerekli görülen ölçüde |
to the extent deemed reasonably necessary |
| makul olarak gerekli görüldüğü şekilde |
as deemed reasonably necessary |
| makul olarak gerekli gördüğümüz gibi |
as we deem reasonably necessary |
| makul olarak gerekli |
as it reasonably necessary |
| makul makul |
fair reasonable |
| makul makul ayrım gözetmeyen |
fair reasonable non-discriminatory |
| makul zamanlarda ve makul yerlerde |
at reasonable times and in reasonable places |
| işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür |
a new broom sweeps clean |
| görür görmez |
on sight |
| görür |
sees |
| görür |
he sees |
| uygun görür |
deem appropriate |
| o görür |
it deems |
| görür |
sees to it |
| biri görür |
one sees |
| onu görür |
deems it |
| bunu görür |
deems that |
| katalizör görevi görür |
acts as a catalyst |
| arayüz görevi görür |
acts as an interface |
| katalizör görevi görür |
serves as a catalyst |
| rol model görevi görür |
acts as a role model |
| bugün görür |
today sees |
| uygun görür |
considers appropriate |
| bariyer görevi görür |
acts as a barrier |