çok fark yarattı

çok fark yarattı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
çok fark yarattı made a lot of difference

çok fark yarattı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
çok az fark yarattı it made little difference
fark yarattı made a difference
fark yarattı made all the difference
fark yarattı made the difference
fark yarattı has made a difference
fark yarattı have made a difference
fark yarattı it made a difference
büyük bir fark yarattı made a huge difference
gerçek bir fark yarattı made a real difference
büyük bir fark yarattı made a big difference
somut bir fark yarattı made a tangible difference
fark yarattı made any difference
bir gün ne fark yarattı what a difference a day made
önemli bir fark yarattı made a significant difference
küçük fark yarattı made little difference
fark yarattı made a difference for
olumlu bir fark yarattı has made a positive difference
için gerçek bir fark yarattı has made a real difference to
tüm fark yarattı that made all the difference
büyük bir fark yarattı made a massive difference
büyük bir fark yarattı made a great difference
fark yarattı had made a difference
fark yarattı made a difference from
açısından fark yarattı made a difference in terms of
gerçek bir fark yarattı it has made a real difference
az fark yarattı made little distinction
fark yarattı made up the difference
hayatlarında bir fark yarattı made a difference in their lives
önemli bir fark yarattı made an important difference
net bir fark yarattı has made clear difference
olumlu bir fark yarattı made a positive difference
bir fark yarattı it had made a difference
fark-içinde-fark difference-in-difference
çok hayal kırıklığı yarattı were very disappointing
çok heyecan yarattı created a lot of excitement
çok hayal kırıklığı yarattı performed so disappointingly
çok az etki yarattı has produced little effect
çok fazla sorun yarattı created too many problems
çok fazla öfke yarattı caused a lot of anger
farkındalık yarattı raised awareness
o yarattı he created
etki yarattı made an impact
bir etki yarattı made an impression
büyük bir etki yarattı made a big impression
sorun yarattı posed a problem
harika bir etki yarattı made a great impression
kendini yarattı made himself
hayal kırıklığı yarattı it was disappointing
yarattı it has created
büyük etki yarattı made a big impact