| diğer insanlara zarar vermek |
hurt other people |
diğer insanlara zarar vermek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| diğer insanlara zarar vermek |
to harm other people |
| diğer insanlara, özellikle küçüklere zarar vermek veya haklarını ihlal etmek |
harm other persons, in particular minors, or infringe their |
| diğer insanlara zarar verir |
hurts other people |
| insanlara zarar vermek |
harming people |
| insanlara zarar vermek |
undermine people |
| diğer insanlara izin vermek |
letting other people |
| bir bölgedeki küçük çocuklara zarar vermek veya zarar vermeye çalışmak amacıyla |
for the purpose of harming or attempting to harm minors in a |
| küçüklere zarar vermek veya zarar vermeye çalışmak |
harm or attempt to harm minors |
| insanlara zarar ver |
hurt people |
| insanlara zarar |
harm to people |
| insanlara zarar |
damage to people |
| insanlara zarar verme |
injury to people |
| insanlara zarar |
damage to persons |
| insanlara zarar vermemek |
prevent harm to people |
| insanlara zarar verdiği biliniyor |
known to harm humans |
| insanlara zarar veriyorlar |
they hurt people |
| insanlara zarar verir |
causes damage to people |
| bu insanlara ne zarar verildiğini, |
what harm is being done to these people, |
| zehirli bir yılan, giydiği giysiyi ne olursa olsun, insanlara zarar verecektir. |
a poisonous snake will hurt people no matter what disguise it wears. |
| insanlara zarar verebilir |
can hurt people |
| insanlara zarar verebilir |
can harm people |
| bu insanlara zarar |
that harm humans |
| insanlara büyük zarar ve acı verdi |
caused tremendous damage and suffering to the people |
| diğer ekipmanlara zarar vermek |
disturbance to other equipment |
| diğer tarafa zarar vermek |
cause damage to the other party |
| diğer insanlara yardım |
help other people |
| diğer insanlara saygı |
respect for other people |
| diğer insanlara davran |
treat other people |
| diğer insanlara hizmet et |
serve other people |
| diğer insanlara ulaşmak |
reach other people |
| diğer insanlara yardım etmeye büyük değer verir |
places high value on helping other people |
| diğer insanlara güvenme yeteneği |
ability to trust other people |
| diğer insanlara güven |
trust other people |
| insanlara vermek |
giving people |
| insanlara değer vermek |
valuing people |
| insanlara ilham vermek |
inspire people |
| insanlara izin vermek |
letting people |
| insanlara enerji vermek |
energize people |
| insanlara haber vermek |
letting people know |
| insanlara izin vermek |
allowing people |
| insanlara ses vermek |
give people a voice |
| insanlara izin vermek |
in allowing people |
| insanlara vermek |
granting people |
| insanlara vermek |
grant people |
| insanlara hizmet vermek |
provide services to people |
| insanlara fırsat vermek |
give people the opportunity |
| insanlara izlenim vermek |
give people the impression |
| insanlara güç vermek |
granting people power |
| insanlara daha iyi hizmet vermek |
serving people better |
| insanlara vermek |
is to give people |