kemik oluşturan besin maddeleri

kemik oluşturan besin maddeleri teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kemik oluşturan besin maddeleri bone-building nutrients

kemik oluşturan besin maddeleri terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kemik oluşturan hücreler bone forming cells
dolgu maddeleri ve katkı maddeleri fillers and additives
gıda maddeleri, baharatlar veya katkı maddeleri foodstuffs, seasonings or additives
tehlikeli maddeleri içeren tehlikeli maddeleri içeren olaylar incidents involving dangerous goods harmful substances
besin katkı maddeleri nutritional additives
besin maddeleri nutritional substances
enerji içeren besin maddeleri energy containing nutrients
sindirilmiş besin maddeleri digested nutrients
besin maddeleri nutritional ingredients
besin maddeleri nutritional items
degussa besin maddeleri degussa food ingredients
besin maddeleri nutrient ingredients
yaşamı sürdüren besin maddeleri life sustaining nutrients
gıda katkı maddeleri ve gıdalara eklenen besin kaynakları food additives and nutrient sources added to foods
besin maddeleri nutrient substances
yiyeceklerimizdeki besin maddeleri nutrients in our food
gıda katkı maddeleri ve besin kaynakları paneli panel on food additives and nutrient sources
değişen besin maddeleri shifting nutrients
kemik ve kemik iliği bone and marrow
kemik rezorpsiyonu ve kemik oluşumu bone resorption and bone formation
kemik ve kemik iliği bone and bone marrow
asit oluşturan acid-forming
sömürge oluşturan ülke colonizer
delta oluşturan deltaic
tek sesi oluşturan iki harf digraph
yüklem oluşturan sıfat predicate adjective
yüklem oluşturan isim predicate noun
dış açı oluşturan iki siper redan
kendinden oluşturan self-constituting
irin oluşturan suppurative
örtü oluşturan tectorial
koloni oluşturan birimler colony forming units
oluşturan parçalar constituent parts
ile tezat oluşturan contrasted with
kısım oluşturan forming part
kan oluşturan organlar blood forming organs
sulu film oluşturan köpük aqueous film forming foam
kendinden oluşturan self-forming
oluşturan as constituting
tehdit oluşturan threats posed by
oluşturan malzemeler constituent materials
çift oluşturan geminal
koloni oluşturan colony-forming
kan oluşturan hücreler blood forming cells
oluşturan olarak as forming
balçık oluşturan slime-forming
kan oluşturan doku blood forming tissue
bu çizgiyi oluşturan hücreler cells that line
böylece oluşturan thus constituting
zar oluşturan membrane-forming