sadece sağlamak değil

sadece sağlamak değil teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sadece sağlamak değil not only provide

sadece sağlamak değil terimi için benzer kelimeler ve anlamları

sadece sadece sadece just just just
daha iyi değil daha kötü değil, sadece farklı not better not worse, just different
sadece kolaylık sağlamak için for convenience only
sadece kolaylık sağlamak içindir are for convenience only
sadece sağlamak only provide
sadece kolaylık sağlamak için solely for convenience
sadece sağlamak için just to ensure
sadece kolaylık sağlamak için takılı inserted for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için eklenir are inserted only for convenience
sadece kolaylık sağlamak için verilmiştir are provided for convenience only
sadece sağlamak merely provide
sadece kolaylık sağlamak için kullanılır used for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için dahil edilmiştir are included for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için dahil edilmiştir included for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için verilmiştir provided for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için is for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için takılı inserted only for convenience
sadece sağlamak solely provide
sadece fazlasını sağlamak provide more than just
sadece uyum sağlamak istedim. i just wanted to fit in.
sadece size kolaylık sağlamak için solely as a convenience to you
sadece kolaylık sağlamak için sunulmuştur is provided for convenience only
sadece kolaylık sağlamak için merely for convenience
sadece sağlamak için only to ensure
sadece sağlamak solely ensure
sadece kolaylık sağlamak için takılı are inserted for for convenience only
sadece sağlamak için are just to ensure
sadece sağlamak istiyorum i just want to ensure
sadece nasıl olduğunu bilmeni sağlamak için just to let you know how
sadece sağlamak ensuring not only
sadece yiyecek ve içecek sağlamak can only cater
sadece kolaylık sağlamak içindir is solely for the convenience
sağlamak için değil not provide for
değil sağlamak için to ensure that it does not
sağlamak değil is not ensuring
sağlamak için yeterli değil not be enough to ensure
sağlamak için yeterli değil is not enough to ensure
uyum sağlamak mümkün değil it is not possible to adapt
toplumsal değişimi sağlamak için birlikte yeni bir şey değil together to bring about social change is nothing new
sağlamak pek mümkün değil are unlikely to ensure
tedavi sağlamak yeterli değil it is not enough to provide treatment
ben sadece sadece i have only just
sadece ve sadece only and exclusively
sadece ve sadece solely and only
sadece sadece sahip have only just
sadece sadece vardı had only just
sadece sadece kazınmış only just scraped
sadece sadece işletmeler only only businesses
ve sadece sadece and only just
sadece sadece only with just