| dünyanın duyması için |
for the world to hear |
dünyanın duyması için terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| saygı duyması için çağrıda bulundu |
she called on to respect |
| duyması muhtemel |
likely to hear |
| duyması zor |
difficult to hear |
| saygı duyması bekleniyor |
are expected to respect |
| gurur duyması gereken çok şey var |
has much to be proud of |
| yatırımcıların güven duyması |
investors to have confidence |
| gurur duyması gereken çok şey var |
has a lot to be proud of |
| gurur duyması gereken çok şey var |
have a lot to be proud of |
| duyması şaşırtıcı değil |
it's not surprising to hear |
| duyması kötü |
his hearing is bad |
| dünyanın herkesin ihtiyaçları için yeterince var, ancak herkesin ihtiyaçları için değil; |
the world has enough for everyone's needs, but not everyone' |
| çin, bu sentetik ilaç öncüleri için dünyanın en büyük tedarikçisi konumundadır. |
china is the world's major supplier for these synthetic drug precursors |
| dünyanın hayran olması için |
for the world to admire |
| dünyanın görmesi için açıldı |
rolled out for the world to see |
| dünyanın geri kalanını göstermek için |
to show the rest of the world |
| bütün dünyanın görmesi için |
for the whole world to see |
| iki dünyanın da en iyisi |
best of both worlds, the |
| dünyanın uçları |
ends of the earth, the |
| dünyanın dört bir yanı |
four corners of the earth, the |
| dünyanın arkadaşları |
friends of the earth |
| dünyanın manyetik alanı |
magnetic field of the earth |
| dünyanın adamı |
man of the world |
| dünyanın zirvesinde |
on top of the world |
| dünyanın çatısı |
roof of the world |
| dünyanın tuzu |
salt of the earth |
| antik dünyanın yedi harikası |
seven wonders of the ancient world |
| dünyanın yedi harikası |
seven wonders of the world |
| dünyanın uçlarına |
to the ends of the earth |
| dünyanın yolu |
way of the world |
| dünyanın en iyi iradesiyle |
with the best will in the world |
| dünyanın kadını |
woman of the world |
| dünyanın en eski mesleği |
world's oldest profession |
| dünyanın dört bir yanından |
from around the world |
| dünyanın her yerinden |
from all over the world |
| dünyanın herhangi bir yerinde |
anywhere in the world |
| her iki dünyanın en iyisi |
best of both worlds |
| dünyanın lideri |
world's leading |
| dünyanın merkezine yolculuk |
journey to the centre of the earth |
| dünyanın geri kalanı |
rest of the world |
| dünyanın tepesi |
top of the world |
| dünyanın tuzu |
the salt of the earth |
| dünyanın |
of the world |
| dünyanın en büyük |
world's largest |
| dünyanın öbür ucunda |
halfway around the world |
| dünyanın her yerinde |
right around the world |
| dünyanın dört bir yanından |
from around the globe |
| dünyanın heryerinden |
from all around the world |
| dünyanın kenarı |
edge of the world |
| dünyanın her yerinden |
from across the globe |
| dünyanın durumu |
state of the world |