beklenmedik olaylarla uğraşmak

beklenmedik olaylarla uğraşmak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
beklenmedik olaylarla uğraşmak deal with unexpected events

beklenmedik olaylarla uğraşmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
beklenmedik durumlarla uğraşmak deal with unexpected situations
beklenmedik problemlerle uğraşmak dealing with unexpected problems
olaylarla başa çıkmak dealing with incidents
olaylarla dolu full of events
olaylarla ilgili relating the events
olaylarla ilgili concerning events
dramatik olaylarla in a dramatic turn of events
olaylarla dolu buffeted by events
olaylarla incidents with
son olaylarla ilgili concerning the recent events
olaylarla ilgilenir deals with incidents
olaylarla ilgili raporlar reports on the incidents
olaylarla ele geçirilmek to be overtaken by events
olaylarla ilgili iddialar allegations of incidents
meydana gelebilecek olaylarla ilgilenmek deal with any incidents that may occur
olaylarla zengin rich with events
olaylarla ilgili araştırmalar investigations on events
güncel olaylarla güncel olmak be up-to-date with current events
gelecekteki olaylarla ilgili regarding future events
büyük olaylarla başa çıkmak deal with major incidents
olaylarla ilgili öngörü insights into the events
olumsuz olaylarla ilgili regarding adverse events
olaylarla ilgili olarak with respect to incidents
beklenmedik bir şekilde off one's guard
beklenmedik unexpected
beklenmedik unexpectedly
beklenmedik unforeseen
taahhütler ve beklenmedik durumlar commitments and contingencies
beklenmedik olaylar unexpected events
hiç beklenmedik olay a bolt from the blue
beklenmedik büküm unexpected twist
beklenmedik ödenek contingency allowance
beklenmedik şekilde değil not unexpectedly
beklenmedik şekilde on a contingency basis
beklenmedik bir şekilde quite unexpectedly
beklenmedik bir an unexpected
beklenmedik durum unexpected situation
beklenmedik maliyetler unexpected costs
beklenmedik olaylar unforseen events
beklenmedik değil is not unexpected
beklenmedik olaylar unanticipated events
beklenmedik bir şekilde rather unexpected
beklenmedik şekillerde in unexpected ways
beklenmedik yollar unexpected ways
beklenmedik kesinti unexpected downtime
beklenmedik değişiklikler unexpected changes
beklenmedik sorunlar unexpected issues
beklenmedik giderler unexpected expenses
tamamen beklenmedik completely unexpected
beklenmedik ölüm unexpected death