kendisiyle çatışan

kendisiyle çatışan teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kendisiyle çatışan self-contradictory

kendisiyle çatışan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
çatışan clashing
çatışan kayalar clashing rocks
yasa ile çatışan çocuklar children in conflict with the law
çatışan kültürler clashing cultures
çatışan faiz interest that conflicts
yasayla çatışan bir çocuğun a child in conflict with the law has the right to
çatışan kurallar rules that conflict
yasa ile çatışan çocuklar için gözaltı detention for children in conflict with the law
risk altındaki çatışan çıkarlar conflicting interests at stake
rekabet eden veya çatışan çıkar competing or conflicting interest
çatışan çıkarları uzlaştırmak reconcile conflicting interests
çatışan çıkarlar clashing interests
kendisiyle dolu full of oneself
kendisiyle oynamak play with oneself
kendisiyle çatışma self-contradiction
kendisiyle dolu full of himself
kendisiyle with herself
kendisiyle gurur duymak priding itself
o kendisiyle dolu he is full of himself
kendisiyle konuşmak talking to herself
kendisiyle ilgili concerning himself
kendisiyle gurur duymak proud of himself
kendisiyle ilgilenmek concerned itself with
kendisiyle dolu olmak to be full of oneself
kendisiyle as between itself and
kendisiyle çelişmek contradict himself
kendisiyle barışık at peace with itself
kendisiyle between himself and
kendisiyle dolu full of itself
kendisiyle yaşamak live with oneself
kendisiyle çelişmek contradict itself
kendisiyle ilgili relating to itself
kendisiyle gurur duymak proud of herself
kendisiyle aynı hizada is aligning himself with
kendisiyle yüzleşmek to face himself
kendisiyle sözleşme contract with oneself
kendisiyle karşılaştırıldığında compared with itself
kendisiyle ilgili olarak in relation to himself
kendisiyle ilgili regarding oneself
kendisiyle ne yapmalı what to do with himself
yalnız veya kendisiyle bağlantılı kişilerle birlikte alone or together with persons connected with him
kendisiyle ilgili concerning herself
kendisiyle çelişiyor contradicts itself
kendisiyle çelişen contradicted herself
kendisiyle gurur duyuyordu was proud of himself
kendisiyle gurur duymak pride in himself
kendisiyle konuş talk with herself
kendisiyle ilgili gerçekler facts about himself
kendisiyle ilgilenmek concerned himself with
kendisiyle tanışmak to meet himself