onları bir arada tutan

onları bir arada tutan teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
onları bir arada tutan that kept them together

onları bir arada tutan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
toplumları bir arada tutan bir yapıştırıcı a glue that holds societies together
bir arada tutan tutkal the glue that holds together
bir arada tutan tutkal glue that hold together
bizi bir arada tutan ne what holds us together
insanları bir arada tutan tutkal the glue that holds people together
dünyayı bir arada tutan ne what holds the world together
bir arada tutan holds together well
hepsi bir arada hepsi bir arada üretim all-in-all-out production
onları ayakta tutan that sustain them
onları geri tutan tek şey the only thing holding them back
onları geri tutan ne what's holding them back
onları bir arada tut hold them together
onları bir arada tutar holds them together
onları bir arada gruplandır group them together
onları bir arada tut keep them together
onları bir arada tutmak holding them together
onları bir arada tuttu held them together
bir bebek tutan holding a baby
bir kitap tutan holding a book
bir pano tutan holding a clipboard
bir mum tutan holds a candle
bir başlık tutan holding a title
adlarıyla bir işaret tutan holding a sign with their name
bir mum tutan holding a candle
birliğin altında bir güven veya kâr ofisi tutan kişi person holding an office of trust or profit under the united
şu anda bir burs tutan currently holding a fellowship
öğretmen tutan bir teacher holding a
bir işaret tutan holding a sign with
bir ayna önünde tutan holding a mirror in front of
bir ışık tutan holding up to a light
tutan bir teori a theory that holds
bir parmağını tutan holding up one finger
içinde tutan bir holding inside a
tutan bir adam a man holding
bir yıl tutan one year holding
sıvı tutan bir torbaya to a bag that holds a liquid
yas tutan bir çocuk a grieving child
tutan bir şirket a company which holds
tutan bir çerçeve a framework that keeps
bir tornavida tutan holding a screwdriver
bir kafatası tutan holding a skull
herhangi bir kişiyi edinen ya da tutan kişi any person acquiring or holding any
bir şey tutan ayakta standing holding something
yas tutan bir anne a grieving mother
bir şeyleri bir arada tutmak held things together
birlikte dua eden bir aile bir arada kalıyor a family that prays together stays together
gevşek bir şekilde bir arada loosely held together
iki tarafı da tutan bipartisan
tutan kimse captor
mesleki başarıyı ön planda tutan kimse careerist