kaybetme riskiyle karşı karşıyayız

kaybetme riskiyle karşı karşıyayız teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kaybetme riskiyle karşı karşıyayız we risk losing

kaybetme riskiyle karşı karşıyayız terimi için benzer kelimeler ve anlamları

kaybetme riskiyle karşı karşıyayız we run the risk of losing
riskiyle karşı karşıyayız we are running the risk of
daha büyük bir dışlanma riskiyle karşı karşıya face a greater risk of exclusion
daha büyük anne riskiyle karşı karşıya face a greater risk of maternal
parçalanma riskiyle karşı karşıya face the risk of fragmentation
karşı karşıyayız we are faced with
karşı karşıyayız are faced
karşı karşıyayız we are confronted with
karşı karşıyayız we are confronted
gelecekle karşı karşıyayız we face the future
bir seçenekle karşı karşıyayız we face a choice
zorluklarla karşı karşıyayız we face difficulties
olasılıkla karşı karşıyayız we face the possibility
sorunla karşı karşıyayız we are facing issues
bir süreçle karşı karşıyayız we are facing a process
durumlarla karşı karşıyayız we are faced with situations
hepimiz karşı karşıyayız we are all facing
bir fırsatla karşı karşıyayız we face an opportunity
senin iyiliğin için gün boyu ölümle karşı karşıyayız. for your sake we face death all day long
şu anda karşı karşıyayız currently we are facing
bununla karşı karşıyayız we are facing this
hala sorunla karşı karşıyayız we still facing problems
yeni zorluklarla karşı karşıyayız we are facing new challenges
sertle karşı karşıyayız we face tough
bir ikilemle karşı karşıyayız we are facing a dilemma
aslında karşı karşıyayız actually we are facing
meydan okumayla karşı karşıyayız are meeting the challenge
bence bir zamanlarla karşı karşıyayız. i think we are facing a time when
küresel olarak karşı karşıyayız we are facing globally
hala karşı karşıyayız we are still faced
bir açığıyla karşı karşıyayız we face a deficit of
nesli tükenme riskiyle in risk of extinction
kaybetme losing
kaybetme oyunu oyna play a losing game
kaybetme riski risk of loss
asla umudunu kaybetme never lose hope
cesaretini kaybetme noktası wilting point
zorla kaybetme enforced disappearances
kendini kaybetme don't lose yourself
teklifini kaybetme losing proposition
risk kaybetme risk losing
umudunu kaybetme don't lose hope
kalbini kaybetme don't lose heart
zorla kaybetme forced disappearances
öfkeni kaybetme don't lose your temper
inancını kaybetme don't lose faith
asla kaybetme never lose
kaybetme don't lose
kaybetme riski risk of losing
asla umudunu kaybetme never give up hope