oldest friend

oldest friend teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
oldest friend en eski arkadaş

oldest friend terimi için benzer kelimeler ve anlamları
my oldest friend benim en eski arkadaşım
a friend in need is a friend indeed dost kara günde belli olur
friend of a friend bir arkadaşın arkadaşı
a friend in need is a friend indeed day muhtaç bir arkadaş gerçekten de bir gün arkadaş
friend's friend arkadaşın arkadaşı
friend in need is a friend indeed muhtaç arkadaş gerçekten de bir arkadaş
a friend of a friend bir arkadaşın arkadaşı
a friend in need is a friend inded indeed muhtaç bir arkadaş gerçekten de kodlanmış bir arkadaş
friend in need is friend indeed ihtiyacı olan arkadaş gerçekten de arkadaş
2. a friend in need is a friend indeed 2. ihtiyacı olan bir arkadaş gerçekten bir arkadaş
oldest en eski
world's oldest profession dünyanın en eski mesleği
oldest-old eski-eski
oldest son en büyük oğul
oldest sibling's middle name en eski kardeşin göbek adı
what is your oldest cousin's en yaşlı kuzenin nedir
one of the oldest en eskilerden biri
oldest brother en büyük erkek kardeş
oldest sister en büyük kız kardeş
second oldest ikinci en yaşlı
oldest child en büyük çocuk
oldest first en eski ilk
oldest known bilinen en eski
oldest date en eski tarih
oldest daughter en büyük kız
oldest man en yaşlı adam
the oldest person en yaşlı kişi
the oldest member en eski üye
what is your oldest sibling's middle name? en eski kardeşinizin ikinci adı nedir?
the third oldest üçüncü en yaşlı
my oldest brother en büyük erkek kardeşim
oldest product en eski ürün
she is the oldest o en yaşlı
oldest invoice en eski fatura
oldest surviving hayatta kalan en eski
the oldest city en eski şehir
oldest settlement en eski yerleşim
oldest version en eski sürüm
the oldest trick in the book kitaptaki en eski numara
the oldest people en yaşlı insanlar
i am the oldest ben en yaşlısıyım
oldest part en eski kısım
the oldest organization en eski organizasyon
oldest sibling en büyük kardeş
the oldest children en büyük çocuklar
he is the oldest o en yaşlı
the oldest generation en eski nesil
my oldest daughter en büyük kızım
oldest living en yaşlı yaşam
oldest cousin en eski kuzen