deepening mutual understanding

deepening mutual understanding teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
deepening mutual understanding karşılıklı anlayışı derinleştirmek

deepening mutual understanding terimi için benzer kelimeler ve anlamları
deepening understanding derinleşen anlayış
deepening someone's understanding birinin anlayışını derinleştirmek
deepening one's understanding anlayışını derinleştirmek
mutual understanding karşılıklı anlayış
a mutual understanding karşılıklı bir anlayış
mutual understanding between arasındaki karşılıklı anlayış
mutual trust and understanding karşılıklı güven ve anlayış
promote mutual understanding karşılıklı anlayışı geliştirmek
foster mutual understanding karşılıklı anlayışı geliştirmek
peace and mutual understanding barış ve karşılıklı anlayış
our mutual understanding karşılıklı anlayışımız
reach a mutual understanding karşılıklı bir anlayışa ulaşmak
increase mutual understanding karşılıklı anlayışı artırmak
mutual respect and understanding karşılıklı saygı ve anlayış
memorandum of mutual understanding karşılıklı anlayış mutabakatı
arriving at a mutual understanding. karşılıklı bir anlayışa varmak.
in a spirit of mutual understanding karşılıklı anlayış ruhu içinde
advance mutual understanding karşılıklı anlayış geliştirmek
based on mutual understanding karşılıklı anlayışa dayalı
build mutual understanding karşılıklı anlayış oluşturmak
fosters mutual understanding karşılıklı anlayışı teşvik eder
of mutual understanding karşılıklı anlayışın
facilitate mutual understanding karşılıklı anlayışı kolaylaştırmak
it is mutual understanding karşılıklı anlayış
deepening derinleşen
financial deepening finansal derinleşme
deepening recession derinleşen durgunluk
deepening crisis derinleşen kriz
capital deepening sermaye derinleşmesi
further deepening daha derinleşen
deepening of the voice sesin derinleşmesi
ever-deepening giderek derinleşen
institutional deepening kurumsal derinleşme
deepening democracy derinleşen demokrasi
deepening of the crisis krizin derinleşmesi
deepening knowledge derinleşen bilgi
deepening poverty yoksulluğu derinleştirmek
is deepening derinleşiyor
deepening cooperation derinleşen işbirliği
deepening economic recession ekonomik durgunluğun derinleşmesi
deepening economic crisis ekonomik krizin derinleşmesi
deepening and widening derinleşme ve genişleme
widening and deepening genişleme ve derinleşme
deepening financial markets finansal piyasaların derinleşmesi
deepening the single market tek pazarın derinleştirilmesi
deepening reforms reformların derinleştirilmesi
a deepening recession derinleşen bir durgunluk
deepening of knowledge bilginin derinleşmesi
deepening of the single market tek pazarın derinleşmesi
deepening quality derinleşen kalite