first time you attempt

first time you attempt teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
first time you attempt ilk kez denediğinde

first time you attempt terimi için benzer kelimeler ve anlamları
first in war, first in peace, and first in the hearts of his countrymen ilk savaşta, ilk barışta ve ilk memleketinin gönlünde
first attempt ilk girişim
at the first attempt ilk denemede
my first attempt ilk denemem
as a first attempt ilk girişim olarak
a first attempt ilk deneme
first ever attempt ilk girişimi
first delivery attempt ilk teslimat denemesi
his first attempt ilk girişimi
for first attempt ilk deneme için
first real attempt ilk gerçek girişim
make a first attempt ilk girişimi yap
first attempt to resolve ilk çözme denemesi
at a first attempt ilk denemede
attempt finish time bitirme zamanı
attempt to save time zaman kazanmaya çalışmak
first time, every time ilk kez, her zaman
for the first time in a long time uzun zamandır ilk defa
first time in a long time uzun zamandır ilk defa
you shall not access or attempt to access erişemez veya erişmeye teşebbüs edemezsin
you may not attempt to denemeyebilirsin
in an attempt to provide you with increased value size değeri arttırmak için
you attempt sen dene
would you attempt to dener misin
you must not attempt to gain unauthorised access to yetkisiz erişim sağlamaya çalışmamalısınız
you may not obtain or attempt to obtain any materials herhangi bir materyal elde edemez veya almaya çalışamazsınız
we will not attempt to sell you seni satmaya teşebbüs etmeyeceğiz
if you are a first time user eğer ilk kez kullanan iseniz
the first time you use ilk kullanımda
the first time i write to you sana ilk yazdığımda
the first time you ilk defa sen
if you are a first-time buyer eğer ilk kez alıcıysanız
time time time zaman zaman zaman
above all love you forever primarily on the world's first is you. her şeyden önce seni sonsuza dek seveceğim, ilk önce sizsiniz.
all love you forever primarily on the world's first is you. hep seni sonsuza dek seveceğim, öncelikle dünyada sen varsın.
first come, first served ilk gel, ilk servis
first things first önce ilk şeyler
first-in, first-out ilk giren ilk çıkar
first come first served ilk gel ilk servis
first in first out ilk giren ilk çıkar
first come first serve basis ilk gel ilk hizmet temeli
first come first served basis ilk gel önce servis temeli
on a first come, first served basis ilk geldiğinde ilk olarak hizmet
put first things first ilk şeyleri ilk sıraya koymak
first in first out basis ilk giren ilk çıkar
first expired first out ilk önce süresi doldu
first come first ilk önce ilk
on a first come first serve basis ilk gelene ilk servis esasına göre
first expiry first out ilk sona erme ilk çıkar
first in first out method ilk giren ilk çıkar yöntemi