well-substantiated and documented

well-substantiated and documented teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
well-substantiated and documented doğrulanmış ve belgelenmiş

well-substantiated and documented terimi için benzer kelimeler ve anlamları
well substantiated iyi kanıtlanmış
well known and documented iyi bilinen ve belgelenen
well-documented iyi belgelenmiş
well documented iyi belgelenmiş
it is well documented iyi belgelenmiştir
is well documented iyi belgelenmiştir
has been well documented iyi belgelenmiştir
are well documented iyi belgelenmiştir
have been well documented iyi belgelenmiş
it is well documented that iyi belgelenmiştir
it is now well documented şimdi iyi belgelenmiştir
less well documented daha az iyi belgelenmiş
it has been well documented iyi belgelenmiştir
well-documented fact iyi belgelenmiş gerçek
well-documented benefits iyi belgelenmiş faydalar
been well documented iyi belgelenmiş
as has been well documented iyi belgelendiği gibi
well-documented case iyi belgelenmiş dava
be well documented iyi belgelenmek
well documented elsewhere başka bir yerde iyi belgelenmiş
is well documented that iyi belgelenmiştir
also well documented ayrıca iyi belgelenmiş
well-documented studies iyi belgelenmiş çalışmalar
well-documented practice iyi belgelenmiş uygulama
although is well documented her ne kadar iyi belgelenmiş olsa da
well-documented history iyi belgelenmiş tarih
is sufficiently well documented yeterince iyi belgelenmiştir
were well documented iyi belgelendi
drug well documented ilaç iyi belgelenmiş
not well documented iyi belgelenmemiş
490 less well documented 490 daha az iyi belgelenmiş
very well documented çok iyi belgelenmiş
although not well documented iyi belgelenmemiş olmasına rağmen
so well documented çok iyi belgelenmiş
it has been well documented that iyi belgelenmiştir
well-documented evidence iyi belgelenmiş kanıt
well-documented reports iyi belgelenmiş raporlar
reasonably well-documented makul derecede iyi belgelenmiş
well-documented scientifically bilimsel olarak iyi belgelenmiş
well documented experience iyi belgelenmiş deneyim
well documented success iyi belgelenmiş başarı
a well-documented iyi belgelenmiş
is very well documented çok iyi belgelenmiştir
well documented problem iyi belgelenmiş problem
well-documented impact iyi belgelenmiş etki
upon a reasoned and duly substantiated request gerekçeli ve usulüne uygun kanıtlanmış bir talep üzerine
duly substantiated and justified usulüne uygun kanıtlanmış ve gerekçeli
issues are material and substantiated konular maddi ve doğrulanmış
reasoned and duly substantiated request gerekçeli ve usulüne uygun kanıtlanmış talep
fair and substantiated adil ve kanıtlanmış