will have a direct benefit

will have a direct benefit teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
will have a direct benefit doğrudan bir fayda sağlayacak

will have a direct benefit terimi için benzer kelimeler ve anlamları
direct benefit doğrudan yarar
direct benefit transfers doğrudan fayda transferleri
away from direct direct sunlight doğrudan güneş ışığından uzak
have the benefit faydalanmak
have a benefit faydası olmak
have the added benefit ek fayda sağlamak
i have had the benefit yararım oldu
i have not had the benefit yararım olmadı
have had any interest or benefit herhangi bir menfaat veya fayda elde etmiş olmak
have the benefit of security güvenlikten faydalanmak
have helped benefit fayda sağladı
have the benefit of the full text tam metinden faydalanmak
who have benefit yararı olan
would have been benefit fayda olurdu
have a direct impact doğrudan etki etmek
have a direct bearing on üzerinde durmak
have a direct influence doğrudan etkiye sahip olmak
have a direct effect doğrudan etki etmek
have direct contact doğrudan temas kurmak
i have direct interest doğrudan ilgim var
i have direct interest in the matter konuyla doğrudan ilgileniyorum
have direct implications for doğrudan etkilemek
have direct communication with doğrudan iletişim kurmak
shall have direct access doğrudan erişime sahip olmalı
have direct discussions doğrudan tartışmalar yapmak
have no direct experience doğrudan deneyime sahip değil
you have arranged for the direct deposit of your pension in emekli maaşınızın doğrudan ödenmesi için düzenleme yaptınız.
have direct impact doğrudan etkisi olmak
have direct access to doğrudan erişime sahip olmak
that have a direct impact doğrudan etkisi olan
have direct interest in doğrudan ilgisi olmak
we have a direct presence doğrudan bir varlığımız var
have direct contact with doğrudan temas kurmak
have direct effect doğrudan etkiye sahip olmak
have had direct consequences doğrudan sonuçları oldu
have a direct affect doğrudan etkilemek
i have no direct experience doğrudan tecrübem yok
have a direct reporting line doğrudan bir rapor hattına sahip olmak
have direct connection doğrudan bağlantı var
you don't have direct doğrudan yönlendirmeniz yok
have a direct reporting relationship doğrudan bir raporlama ilişkisine sahip olmak
have direct link doğrudan bağlantıya sahip
that have direct impact doğrudan etkisi olan
accidental death benefit kazara ölüm yardımı
benefit yarar
benefit in kind ayni yardım
benefit of clergy din adamlarının yararı
benefit of the doubt olumlu düşünmek
benefit society topluma fayda sağlamak
cafeteria benefit kafeterya yardımı