prolonged prothrombin time

prolonged prothrombin time teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
prolonged prothrombin time uzun süreli protrombin zamanı

prolonged prothrombin time terimi için benzer kelimeler ve anlamları
prothrombin time protrombin zamanı
prothrombin time test protrombin zaman testi
proserum prothrombin conversion accelerator proserum protrombin dönüşüm hızlandırıcısı
prothrombin protrombin
prothrombin accelerator protrombin hızlandırıcısı
prothrombin test protrombin testi
serum prothrombin conversion accelerator serum protrombin dönüşüm hızlandırıcısı
prothrombin complex concentrate protrombin kompleks konsantresi
prothrombin activity protrombin aktivitesi
prothrombin gene mutation protrombin gen mutasyonu
activated prothrombin complex concentrate aktive protrombin kompleksi konsantresi
prothrombin to thrombin protrombinden trombine
plasma prothrombin plazma protrombini
prothrombin complex protrombin kompleksi
prothrombin g20210a mutation protrombin g20210a mutasyonu
prothrombin activation protrombin aktivasyonu
prothrombin-index protrombin endeksi
prothrombin mutation protrombin mutasyonu
based on monitoring of prothrombin times protrombin sürelerinin izlenmesine dayalı
prolonged period of time uzun süre
for a prolonged time uzun süre
prolonged time uzun süre
for a prolonged period of time uzun bir süre
prolonged in time zaman içinde uzayan
prolonged delivery time uzun teslimat süresi
over a prolonged period of time uzun bir süre boyunca
time is prolonged süre uzar
prolonged bleeding time uzun süreli kanama zamanı
prolonged time period uzun süre
prolonged periods of time uzun süre
during a prolonged time uzun bir süre boyunca
prolonged uzun
prolonged-action uzun süreli etkili
prolonged exposure uzun süreli maruz kalma
prolonged sitting uzun süreli oturma
prolonged release uzun süreli serbest bırakma
prolonged contact uzun süreli temas
prolonged period uzun süreli dönem
prolonged standing uzun süre ayakta durmak
prolonged vacancies uzatılmış boş pozisyonlar
prolonged course uzun süreli kurs
prolonged absence uzun süreli devamsızlık
prolonged storage uzun süreli depolama
prolonged life uzun ömür
prolonged detention uzun süreli gözaltı
prolonged bleeding uzun süreli kanama
prolonged delay uzun süreli gecikme
prolonged healing uzun süreli iyileşme
prolonged illness uzun süreli hastalık
prolonged use uzun süreli kullanım