karşılık vermeyen

karşılık vermeyen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
karşılık vermeyen irresponsive

karşılık vermeyen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
gelecekteki karşılık gelen karşılık corresponding provision of any future
ödün vermeyen kimse hard-liner
gösterip de vermeyen tantalising
gösterip de vermeyen tantalizing
umut vermeyen unpromising
ödün vermeyen kalite uncompromising quality
ödün vermeyen performans uncompromising performance
ödün vermeyen bütünlük uncompromising integrity
ödün vermeyen performans uncompromised performance
ödün vermeyen kalite uncompromised quality
yanıt vermeyen non-responding
zarar vermeyen bulgular non-detriment findings
ödün vermeyen stand uncompromising stand
ödün vermeyen sağlık compromised health
ödün vermeyen tutum uncompromising attitude
çevreye zarar vermeyen environmentally unsound
yanıt vermeyen önyargı non-response bias
ödün vermeyen güvenlik uncompromising safety
ödün vermeyen stil uncompromising style
ödün vermeyen kalite compromised quality
ödün vermeyen tasarım no-compromise design
ödün vermeyen güvenlik uncompromising security
ödün vermeyen çözüm no-compromise solution
ödün vermeyen odak uncompromising focus
yanıt vermeyen öğe item non-response
ödün vermeyen performans compromise performance
ödün vermeyen destek uncompromising support
izin vermeyen çevre non-permissive environment
ödün vermeyen bakım compromised care
hizmet vermeyen ekipman unserviceable equipment
ödün vermeyen kalite compromising quality
ödün vermeyen değer uncompromising value
ödün vermeyen güvenlik compromising safety
ödün vermeyen performans compromising performance
oy vermeyen hisse senedi nonvoting stock
ödün vermeyen tasarım uncompromising design
ödün vermeyen performans compromised performance
borç vermeyen hizmetler non-lending services
ödün vermeyen koruma uncompromising protection
zarar vermeyen non-harming
vermeyen aroması tantalizing aroma
hiçbir şekilde taviz vermeyen not compromised in any way
ödün vermeyen politikalar uncompromising policies
ödün vermeyen gerçek uncompromising truth
tedaviye cevap vermeyen unresponsive to treatment
ödün vermeyen ses uncompromised sound
ödün vermeyen vizyon uncompromised vision
ödün vermeyen teknoloji uncompromising technology
rapor vermeyen üye non-reporting member
ödün vermeyen sağlık compromising health