| olup olmadığının teyidi |
confirmation of whether |
olup olmadığının teyidi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| olup olmadığının belirlenmesi |
the determination of whether |
| olup olmadığının değerlendirilmesi |
assessment of whether |
| olup olmadığının göstergesi |
indication of whether |
| olup olmadığının belirlenmesi |
determination as to whether |
| olup olmadığının belirlenmesi |
determination whether |
| olup olmadığının belirlenmesi |
a determination of whether |
| olup olmadığının tartışılması |
discussion of whether |
| olup olmadığının gözden geçirilmesi |
review of whether |
| olup olmadığının belirlenmesi |
determination on whether |
| olup olmadığının test edilmesi |
test of whether |
| varlıkların olup olmadığının belirlenmesi |
determining whether assets |
| uygun olmadığının kanıtı |
proof of ineligibility |
| delil olmadığının farkında değiliz |
we are aware of no evidence that |
| niteliklerin bağlayıcı olmadığının garantisi yoktur |
constitute no warranty of attributes are not binding |
| ödeme teyidi |
confirming payment |
| varış teyidi |
confirmation of arrival |
| banka teyidi |
bank confirming |
| çalışmalar için kabulün teyidi |
confirmation of acceptance for studies |
| masrafların teyidi |
confirmation of charges |
| ikamet teyidi |
confirmation of residence |
| ilgi teyidi |
confirmation of interest |
| duruşmaların teyidi |
confirmation of charges hearing |
| onların teyidi |
their confirmation |
| bağlılık teyidi |
confirmation of adherence |
| kabul edilebilirliğin teyidi |
confirmation of the acceptability |
| risk teyidi |
risk confirming |
| taahhütlerinin teyidi |
affirmation of their commitment |
| müşteri teyidi |
client affirms |
| çözüm teyidi |
solution confirming |
| daimi ikametgah teyidi |
confirmation of permanent residence |
| varış teyidi |
confirming arrival |
| genel eğilimlerin teyidi |
confirmation of the general trends |
| geliyor ya da gidiyor, birinin olup olmadığını bilmiyorum |
coming or going, not know if one is |
| olup cibuti |
jibuti |
| sınırlandırmalı olup, yağ |
oiltight |
| yakın olup |
recentness |
| olup olmadığını |
whether |
| olup olmadığını |
as to whether |
| olup olmadığını |
whether it be |
| olup olmadığını |
on whether |
| olup olmamasına bağlı olarak |
depending on whether |
| olup olmadığı ve nasıl |
whether and how |
| olup olmadığını |
whether in |
| olup olmadığını |
of whether |
| buhar olup kaybolmak |
vanish into thin air |
| olup olmadığına gelince |
as to whether or not |
| olup olmadığını |
whether it was |
| olup olmadığı sorusu |
the question of whether |
| bir resim bin kelime değerinde bir olup |
a picture is worth a thousand words |
| olup olmadığını düşün |
consider whether |