| nasıl olduğunun farkında |
aware of how |
nasıl olduğunun farkında terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| nasıl olduğunun farkında ol |
be aware of how |
| nasıl olduğunun farkında |
are aware of how |
| nasıl olduğunun farkında |
is aware of how |
| neler olduğunun farkında |
aware of what is happening |
| sahip olduğunun farkında |
aware of having |
| yapmış olduğunun farkında |
aware of having done |
| ne olduğunun farkında değil |
are not aware of what |
| akılda olduğunun farkında |
is acutely aware that |
| nerede olduğunun farkında |
are aware of where |
| niyetimin iyi olduğunun farkında ol |
be well aware that my intention |
| ne mevcut olduğunun farkında |
aware of what is available |
| görevin ne kadar karmaşık olduğunun farkında |
aware of how complicated the task is |
| sahip olduğunun farkında değil |
are unaware of having been |
| olduğunun farkında ol |
be aware that you are |
| sahip olduğunun farkında değil |
not aware of having |
| acil olduğunun farkında olmak |
to be aware of urgency |
| sahip olduğunun farkında |
aware that he had |
| sahip olduğunun farkında değildim |
i was unaware that he had |
| nasıl olduğunun farkına varmak |
realise how |
| nasıl olduğunun farkına varmak |
realize how |
| nasıl olduğunun farkındayız |
we are aware of how |
| nasıl olduğunun farkına vardım |
became aware how |
| nasıl olduğunun farkına varmak |
comes to realize how |
| nasıl olduğunun göstergesi olmak |
be indicative of how |
| nasıl olduğunun farkındayız |
we realize how |
| nasıl olduğunun farkına varmak |
realizing how |
| neresi olduğunun önemi yok |
no matter where |
| nerede olduğunun bir önemi yok |
no matter where you are |
| olduğunun bir göstergesidir |
betokens |
| yanlış bilgi olduğunun farkındayım |
i am aware that false information |
| kaç yaşında olduğunun önemi yok |
it doesn't matter how old you are |
| ne kadar güçlü olduğunun farkına varmak |
realise how powerful |
| onların büyük şeyler olduğunun farkına varın |
realize they were the big things |
| sahip olduğunun kanıtını vermek |
furnish proof of having |
| senin olduğunun farkındayım |
i realize that you have |
| senin olduğunun farkındayım |
i am aware that you are |
| ne kadar zor olduğunun bilincinde |
conscious of how difficult |
| var olduğunun farkındayım |
i'm aware that there is |
| ihtiyacım olduğunun farkındayım |
i am aware of i need |
| ne kadar zengin olduğunun farkındasın |
you recognizing how rich you are |
| ihtiyacım olduğunun farkındayım |
i am aware that i need |
| olduğunun işareti |
signs that you are |
| ne olduğunun açıklaması |
description of what happen |
| sahip olduğunun farkına varmak |
realize that having |
| bir şeyin yanlış olduğunun anlaşılması |
the realization that something is wrong |
| sahip olduğunun kanıtı |
proof of having |
| sahip olduğunun garantisi |
warrants that it owns |
| ne kadar değerli olduğunun farkına varmak |
realize how precious |
| ihtiyacım olduğunun farkındayım |
i realize that i need |
| ne olduğunun farkındayım |
i am aware what |