bir farkla

bir farkla teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir farkla by a margin

bir farkla terimi için benzer kelimeler ve anlamları
büyük bir farkla by a large margin
önemli bir farkla by a significant margin
önemli bir farkla by a substantial margin
açık bir farkla by a clear margin
büyük bir farkla by a huge margin
dar bir farkla by a narrow margin
rahat bir farkla by a comfortable margin
geniş bir farkla kazanmak win by a wide margin
herhangi bir farkla with any difference
önemli bir farkla by a considerable margin
büyük bir farkla with a big difference
jilet gibi ince bir farkla by a razor-thin margin
çok dar bir farkla. by a very narrow margin.
çok küçük bir farkla with very small difference
büyük bir farkla by a big margin
rahat bir farkla kazan win by a comfortable margin
ince bir farkla by a slim margin
bir farkla kazanmak win by a margin
geniş bir farkla liderlik etmek led by a wide margin
geniş bir farkla by a broad margin
bir farkla at a variance from
iyi bir farkla by a good margin
açık farkla yenmek outpoint
farkla with a difference
bu farkla with the difference that
tek farkla with the only difference that
tek farkla with one difference
arasındaki farkla on the difference between
az farkla with little distinction
farkla hesaplanır calculated by difference
küçük farkla by small margin
dar farkla by the narrow margin
minimum farkla with a minimal difference
farkla ilgili concerning the difference
farkla en iyisi the best with difference
biraz farkla with a little difference
bir ... bir kırılganlık bir ... bir a...a brokenness a...a
bir tilki bir keresinde bir peynir parçasıyla bir karga uçarken görmüş a fox once saw a crow fly off with a piece of cheese in its
bir bir bir one-one-one
bir atlama, bir atlama ve bir atlama a hop, a skip and a jump
bir adama balık verin ve onu bir günlüğüne besleyin. bir adama öğret give a man a fish and you feed him for a day. teach a man to
bir başlangıç, bir orta ve bir son a beginning, a middle and an end
bir başlangıç, bir orta ve bir son sağlar provides a beginning, a middle, and an end
bir ... bir bakış ... bir a...gaze upon...a
bir yay, özel bir tel ile kuvvetlice gerilmiş esnek bir çubuk gibidir. a bow is like a flexible rod which strongly strained with a special string.
bir tarafa verilen herhangi bir bildirim veya başka bir iletişim any notice or other communication given to a party
dışarıda bir araba için bir garaj ve bir ev outside is a garage for one car and an outhouse with a
bir özkaynak aracı, bir kalıntıyı kanıtlayan bir sözleşmedir. an equity instrument is a contract that evidences a residual
bir araba bir çiçek bir çiçek a car a flower a flower
bir zamanlar bir tilki bir karga gördü a fox once saw a crow