| için bir varlık |
an asset for |
için bir varlık terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir finansal varlık veya bir grup finansal varlık bozulmuş |
a financial asset or a group of financial assets is impaired |
| bir finansal varlık veya bir finansal varlık grubu |
a financial asset or a group of financial assets |
| varlık ve varlık yönetimi |
asset and wealth management |
| için bir varlık olabilirim |
i could be an asset for |
| için önemli bir varlık |
an important asset for |
| ülke için bir varlık |
an asset for the country |
| bir varlık için |
for a being |
| için önemli bir varlık |
a key asset for |
| birleşmiş milletler için bir varlık olacak |
will be an asset to the united nations |
| abd için dikkate alınmamış bir varlık federal |
a disregarded entity for u.s. federal |
| koruma için işbirlikçi bir kentsel varlık |
a collaborating urbanistic entity for conservation |
| sizin için bir varlık olmak |
be an asset to your |
| için iyi bir varlık |
a good asset for |
| bir şirket için en büyük varlık |
biggest asset for a company |
| bir varlık için |
for an asset |
| bir varlık satmak için alınacak veya ödenmesi gereken |
the price that would be received to sell an asset or paid to |
| ödeme için bir varlık |
an asset for payment |
| için değerli bir varlık olmak |
become a valuable asset for |
| için önemli bir varlık olabilir |
could be an important asset for |
| için değerli bir varlık |
a valuable asset for |
| için iyi bir varlık olmak |
be a good asset for |
| bir güven veya başka bir varlık |
a trust or other entity |
| bir işletme segmenti bir varlık grubudur |
a business segment is a group of assets |
| satış için tutulan varlık |
asset held for sale |
| cinsiyet eşitliği için varlık ve kadınların güçlendirilmesi |
entity for gender equality and the empowerment of women |
| için değerli varlık |
valuable asset for |
| topluluğumuz için varlık |
asset to our community |
| için büyük varlık |
great asset for |
| gelecek için varlık |
asset for the future |
| topluluk için varlık |
asset for the community |
| için önemli varlık |
important asset for |
| için muazzam varlık |
tremendous asset for |
| etkin varlık el koyma ve el koyma sistemleri için |
for effective asset seizure and confiscation systems |
| varlık için harcama yapar |
it incurs expenditures for the asset |
| çoğu varlık için |
for most entities |
| kiralanan varlık için |
for the leased asset |
| e kullanım amacı için varlık, |
e asset for its intended use, |
| varlık veya borç için girdiler |
inputs for the asset or liability |
| varlık elden çıkarmalar için |
for asset disposals |
| için iyi varlık |
good asset for |
| varlık için |
for the being being |
| varlık emeklilik yükümlülükleri için |
for asset retirement obligations |
| gelişim için yeni varlık |
new asset for the development |
| kalkınma için varlık |
asset for development |
| varlık için teklif |
bidding for the asset |
| varlık satışından elde edilen gelir için takas hesabı |
clearing account for revenue from asset sale |
| bizim için varlık |
asset for our |
| bir varlık |
an asset |
| ayrı bir varlık |
separate entity |
| bir varlık olurdu |
would be an asset |