| yaşamaya değer bir hayat |
a life worth living |
yaşamaya değer bir hayat terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| yaşamaya değer bir hayat yaşamak |
live a life worth living |
| yaşamaya değer bir hayat değil |
is not a life worth living |
| hayat yaşamaya değer |
life worth living |
| hayat yaşamaya değer |
life is worth living |
| incelenmemiş hayat yaşamaya değmez |
the unexamined life is not worth living |
| hayat yaşamaya değmez |
life isn't worth living |
| hayat yaşamaya değmez |
life is not worth living |
| yaşamaya değer bir şeyler |
something worth living for |
| içinde yaşamaya değer bir ortam. |
an environment worth living in. |
| yaşamaya değer |
worth living |
| hayatı yaşamaya değer kılmak |
make life worth living |
| yaşamaya değer |
worth living for |
| yaşamaya değer |
it is worth living |
| yaşamaya değer |
worth being lived |
| hayatını yaşamaya değer kılmak |
make your life worth living |
| yaşamaya değer gelecek |
future worth living for |
| iyi yaşamaya değer |
well worth experiencing |
| hayatı yaşamaya değer kılan nedir |
what makes life worth living |
| yaşamaya değer |
worth experiencing |
| yaşamaya değer |
is worth living |
| hayatın artık yaşamaya değer olmadığı hissi |
the feeling that life is no longer worth living |
| yaşamaya değer dünya |
world worth living in |
| artık yaşamaya değer |
is worth living anymore |
| ve yaşamaya değer yaşam |
and life worth living |
| hayatı yaşamaya değer kılan şey nedir |
what make life worth living |
| artık yaşamaya değer değil |
no longer worth living |
| onu yaşamaya değer |
it is worthwhile to live it |
| yaşamaya değer |
more worth living |
| hayatı yaşamaya değer kılan |
that make life worth living |
| bir hayat bir hayat |
a life a life |
| bir arada yaşamaya ilişkin |
regarding the coexistence |
| hayat ve hayat dışı |
life and non life |
| tıbbi, hayat kurtarıcı veya hayat sürdüren uygulamalar |
medical, life saving, or life sustaining applications |
| hayat ve hayat dışı sigorta |
life and non-life insurance |
| hayat veren ve hayat sürdüren |
life-giving and life sustaining |
| hayat ve hayat dışı sigorta şirketleri |
life and non life insurance undertakings |
| yaşamaya devam et |
go live with |
| yaşamaya devam etmek |
continue to live |
| yaşamaya başla |
get to live |
| yaşamaya devam et |
go on living |
| yaşamaya hazır |
ready to go live |
| yaşamaya devam et |
keep on living |
| yaşamaya başla |
start living |
| yaşamaya cesaret etmek |
dare to live |
| yaşamaya devam et |
continue living |
| yaşamaya alışmak |
get used to living |
| yaşamaya alışkınım |
i am used to living |
| yaşamaya istekli |
willing to live |
| yaşamaya devam et |
continue to experience |
| yaşamaya bırakıldı |
left to live |