büyük fırsat

büyük fırsat teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
büyük fırsat massive opportunity

büyük fırsat terimi için benzer kelimeler ve anlamları
büyük büyük büyük büyük dede great great great great grandfather
büyük fırsat huge opportunity
büyük fırsat major opportunity
büyük fırsat big occasion
en büyük fırsat greatest opportunity
büyük fırsat big opportunity
daha büyük fırsat greater opportunity
en büyük fırsat biggest opportunity
mümkün olan en büyük fırsat greatest possible opportunity
çok daha büyük fırsat much greater opportunity
daha da büyük bir fırsat an even greater opportunity
daha büyük fırsat bigger opportunity
büyük fırsat immense opportunity
büyük bir fırsat a major opportunity
büyük bir fırsat a huge opportunity
büyük kaçırılmış fırsat huge missed opportunity
daha da büyük fırsat even greater opportunity
yaşamda büyük fırsat great opportunity in life
büyük bir fırsat is a big opportunity
en büyük fırsat largest opportunity
büyük fırsat sağlamak provide great opportunity
büyük bir fırsat a big opportunity
büyük fırsat great deal chance
büyük ticari fırsat huge commercial opportunity
daha büyük fırsat occasion for greater
için büyük fırsat large opportunity for
bunu büyük bir fırsat olarak görüyorum i see this as a huge opportunity
büyük bir fırsat var have a big opportunity
büyük fırsat grand opportunity
böyle büyük fırsat such huge opportunity
büyük bir fırsat olacak will be a major occasion
en büyük kaçırılmış fırsat biggest missed opportunity
büyük fırsat great deal of opportunity
büyük fırsat maliyeti huge opportunity cost
büyük, büyük, büyük büyükbaba great-great-great-grandfather
büyük, daha büyük, en büyük big, bigger, biggest
büyük büyük büyük torun great-great-great granddaughter
büyük-büyük-büyük-büyükannesi great-great-great-grandmother
büyük büyük büyük torun great great great great grandson
büyük-büyük-büyük torun great-great-great grandchildren
büyük-büyük-büyük-torun great-great-great-grandchild
büyük-büyük-büyük-büyükbaba great-great-great-granddad
büyük büyük büyük torunu great-great-great-grandson
büyük-büyük-büyük amca great-great-great uncle
fırsat eşitliği komisyonu equal opportunities commission
eşit fırsat equal opportunity
fırsat varken yapmak make hay while the sun shines
fırsat occasion
ekonomik fırsat ofisi office of economic opportunity
fırsat opportunity