konjonktürel politika

konjonktürel politika teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
konjonktürel politika counter-cyclical policy

konjonktürel politika terimi için benzer kelimeler ve anlamları
konjonktürel makroekonomik politika counter-cyclical macroeconomic policy
konjonktürel olarak conjecturally
konjonktürel conjunctural
konjonktürel cyclical
konjonktürel junctural
konjonktürel kriz cyclical downturn
konjonktürel harcama counter-cyclical spending
konjonktürel toparlanma cyclical rebound
konjonktürel rüzgarlar cyclical headwinds
konjonktürel ekonomik politikalar counter-cyclical economic policies
konjonktürel ödemeler counter-cyclical payments
konjonktürel düşüş cyclical decline
konjonktürel gelişmeler cyclical developments
konjonktürel önlemler counter-cyclical measures
konjonktürel sektör counter-cyclical sector
konjonktürel sermaye gereksinimleri counter-cyclical capital requirements
konjonktürel yatırım counter-cyclical investment
konjonktürel ekonomik yavaşlama cyclical economic slowdown
konjonktürel rol counter-cyclical role
konjonktürel makroekonomik counter-cyclical macroeconomic
konjonktürel görünüm cyclical outlook
konjonktürel ayrışmalar cyclical divergences
konjonktürel kriz cyclical crisis
konjonktürel değil daha yapısal more structural rather than cyclical
konjonktürel mal ve para politikaları counter-cyclical fiscal and monetary policies
konjonktürel müdahaleler counter-cyclical interventions
politika ve politika policy and politics
politika ve politika politics and policy
politika oluşturma ve politika tutarlılığı policy making and policy coherence
çevreleme, politika containment, policy of
politika dışına çıkarmak depoliticize
özkaynak bağlantılı politika equity-linked policy
dalgalı politika floating policy
dış politika foreign policy
sınırlı politika limited policy
bölücü politika yanlısı kimse little englander
ana politika master policy
yeni politika new politics
açık politika open policy
politika policy
politika bilimi policy science
politika policymaking
politika bilimi political science
politika yapmanın politicking
politika garip yatak arkadaşları yapar politics makes strange bedfellows
politika yazarı publicist
perakende politika retail politics
geleneksel politika traditional policy
birim bağlantılı politika unit-linked policy
değerli politika valued policy