politika yakınsaması

politika yakınsaması teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
politika yakınsaması policy convergence

politika yakınsaması terimi için benzer kelimeler ve anlamları

sermaye ölçümü ve sermayenin uluslararası yakınsaması international convergence of capital measurement and capital
fiyat yakınsaması price convergence
görüşlerin yakınsaması convergence of views
teknolojilerin yakınsaması convergence of technologies
temel değerlerin artan yakınsaması their increasing convergence of basic values
mevduat teminat planlarının yakınsaması convergence of deposit guarantee schemes
pazar yakınsaması market convergence
akış yakınsaması flow convergence
finansal raporlama yakınsaması financial reporting convergence
verim yakınsaması yield convergence
yüksek öğretimin yakınsaması convergence of higher education
ekonomik politikaların yakınsaması convergence of economic policies
muhasebe standartlarının yakınsaması convergence of accounting standards
koşulların yakınsaması convergence of circumstances
ücret yakınsaması wage convergence
medya sahipliğinin yakınsaması convergence of media ownership
enflasyon oranının yakınsaması convergence of inflation rate
enflasyonun yakınsaması for inflation to converge towards
sektörlerin yakınsaması convergence of sectors
muhasebenin yakınsaması convergence of accounting
çerçevelerin yakınsaması convergence of frameworks
uzun vadeli faiz oranı yakınsaması long-term interest rate convergence
vergilerin yakınsaması the convergence of taxes
politikaların yakınsaması convergence of policies
sorunların yakınsaması convergence of issues
alanların yakınsaması convergence of fields
politika ve politika policy and politics
politika ve politika politics and policy
politika oluşturma ve politika tutarlılığı policy making and policy coherence
çevreleme, politika containment, policy of
politika dışına çıkarmak depoliticize
özkaynak bağlantılı politika equity-linked policy
dalgalı politika floating policy
dış politika foreign policy
sınırlı politika limited policy
bölücü politika yanlısı kimse little englander
ana politika master policy
yeni politika new politics
açık politika open policy
politika policy
politika bilimi policy science
politika policymaking
politika bilimi political science
politika yapmanın politicking
politika garip yatak arkadaşları yapar politics makes strange bedfellows
politika yazarı publicist
perakende politika retail politics
geleneksel politika traditional policy
birim bağlantılı politika unit-linked policy
değerli politika valued policy