iş imkanı

iş imkanı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
iş imkanı enabling business

iş imkanı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
eşit iş imkanı imkanı equal employment opportunity affirmative action
genişleyebilme imkanı extendibility
fazla para çekme imkanı overdraft facility
iş imkanı business enablement
imkanı possibility for
imkanı arttırmak raise the possibility
seyahat imkanı availability to travel
iş imkanı employment opportunity
imkanı var have the possibility
kısıtlı hareket imkanı limited mobility
imkanı arttırıyor raises the possibility
duş imkanı shower facilities
imkanı vermek give the possibility
imkanı öner offer the possibility
imkanı arttırmak raising the possibility
kahve yapma imkanı coffee making facilities
ödeme imkanı payment facility
çay-kahve yapma imkanı tea and coffee making facilities
iş imkanı business enabling
eşit istihdam imkanı işveren equal employment opportunity employer
eşit istihdam imkanı politikası equal employment opportunity policy
kahve yapma imkanı coffee facilities
sıcak duş imkanı hot shower facilities
imkanı sunuyor offers the possibility
ödeme imkanı facility of payment
imkanı açmak open the possibility
yapma imkanı the possibility of doing
çay ve kahve yapma imkanı tea and coffee facilities
staj imkanı internship opportunity
duş imkanı shower facility
çalışma imkanı possibility of working
üretim imkanı sınır production possibility frontier
imkanı bildirilse bile even if advised of the possibility
makul bir konaklama imkanı olan veya olmayan with or without reasonable accommodation
otopark imkanı car parking facilities
kullanma imkanı possibility of using
banka poliçesi yapma imkanı bank overdraft facility
imkanı sağlamak provide the possibility
imkanı var has the possibility to
federal eşit iş imkanı komisyonu federal equal employment opportunity commission
eşit istihdam imkanı bildirimi equal employment opportunity statement
imkanı a possibility to
imkanı öner suggest the possibility
kullanma imkanı the possibility to use
imkanı sağlar provides the possibility
alma imkanı the possibility of taking
imkanı açık bırakır leaves open the possibility
imkanı eğlendirmek entertain the possibility
imkanı açar opens the possibility
alma imkanı possibility to get