geriye kalan tek şey

geriye kalan tek şey teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
geriye kalan tek şey the only thing left

geriye kalan tek şey terimi için benzer kelimeler ve anlamları
geriye kalan tek şey ... the only thing left was
geriye kalan tek şey, sana dilek dilememiz all that remains is for us to wish you
geriye kalan tek soru only question that remains
geriye kalan tek nokta the only point left
geriye kalan her şey all that is left
geriye kalan her şey all that remains is for
geriye kalan her şey all that remains are
geriye kalan enerjiden afterheat
geriye kalan tasarruf savings left over
geri kalan tek bir şey var there's only one thing left
kalan tek şey the only remaining thing
için kalan tek şey the only thing that remains for
geriye hiçbir şey kalmadı there is nothing left but
geriye sadece bir şey kaldı there is only one thing left
geriye hiçbir şey kalmadı nothing left but
geriye düşecek bir şey yok nothing to fall back on
geriye hiçbir şey kalmadı there is hardly anything left
geriye hiçbir şey kalmayacak there will be nothing left
geriye hiçbir şey kalmadı there are nothing left
geriye hiçbir şey kalmayıncaya kadar until there is nothing left
tek kalan the only one left
tek kalan yönetmen sole remaining director
hayatta kalan tek sole surviving
hayatta kalan tek the only surviving
veya bir tek kalan yönetmen tarafından or by a sole remaining director
kalan tek link the only remaining link
tek kalan benim i am the only one left
kalan tek kişi the only person left
kalan tek sorun the only remaining issue to
kalan tek eleman the only remaining element
kalan tek görev the only remaining task
tek kalan yönetmen a sole remaining director
arada kalan her şey everything else in between
şansa kalan hiçbir şey nothing left to chance
geri kalan her şey var all the rest have
kalan bir şey something remaining
söyleyeceklerim için kalan her şey; all that remains for me to say;
benimle kalan bir şey something that stayed with me
benim için kalan her şey all that remains for me to do
kalan bir şey mi is something left over
kalan bir şey var there is anything left to
hayatta kalan bir şey survived something
kalan her şey everything that's left
şansa kalan hiçbir şey kalmadı there's nothing left to chance
tek tek individualised
tek tek ülkeler individual countries
tek tek sarılmış individually wrapped
tek tek by one
tek tek veya toplamda individually or in the aggregate
tek kutuplu tek atış single pole single throw