etik zorunluluk

etik zorunluluk teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
etik zorunluluk ethical imperative

etik zorunluluk terimi için benzer kelimeler ve anlamları
etik bir zorunluluk an ethical imperative
avrupa bilim ve etik alanındaki etik gruplar european groups on ethics in science and new technologies
etik ve etik dışı ethical and non-ethical
etik, etik uygunluk ethics, ethical compliance
bir zorunluluk a must
kategorik zorunluluk categorical imperative
zorunluluk essentiality
fonksiyonel zorunluluk functional imperative
varsayımsal zorunluluk hypothetical imperative
zorunluluk incumbency
zorunluluk necessity
zorunluluk icatların anasıdır necessity is the mother of invention
olmayan zorunluluk non-imperative
olmayan zorunluluk non-necessity
pratik zorunluluk practical imperative
yasal zorunluluk legal obligation
yapıcı zorunluluk constructive obligation
ahlaki zorunluluk moral imperative
bu bir zorunluluk this is a must
mutlak zorunluluk absolute must
yasal zorunluluk legal enforceability
bir zorunluluk an imperative
bir zorunluluk olarak as a must
insancıl zorunluluk humanitarian imperative
başka bir zorunluluk olmadan without further obligation
başka zorunluluk yok no further obligation
zorunluluk olmadan without the necessity
bir zorunluluk var have an obligation
zorunluluk şartı must of necessity
ekonomik zorunluluk economic imperative
hiçbir zorunluluk olmadan without any obligation
zorunluluk yok there is no obligation
bir zorunluluk içine girmek enter into an obligation
kanuni zorunluluk obliged by law
siyasal zorunluluk political imperative
yasal zorunluluk legal compulsion
zorunluluk planları obligation schemes
başka bir zorunluluk olmadan without any further obligation
bir zorunluluk koymak places an obligation
ekonomik zorunluluk economic necessity
zorunluluk testi necessity test
zorunluluk savunması necessity defense
mutlak zorunluluk absolute imperative
zorunluluk iradesi will of necessity
zorunluluk iadesi hardship reinstatement
bir zorunluluk a necessity
zorunluluk yaratmak create obligation
bir zorunluluk getirmek impose an obligation
zorunluluk place obligation
zorunluluk incurring obligation