bir dozda

bir dozda teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir dozda at a dose of

bir dozda terimi için benzer kelimeler ve anlamları
herhangi bir dozda at any dose
tek bir dozda in a single dose
eşdeğer bir dozda at a dose equivalent to
bir dozda alınmış taken at a dose
düşük dozda bir hasta under-dosing a patient
5 mg'lık bir dozda at a dose of 5 mg
ağızdan bir dozda orally in a dose
günlük bir dozda at a daily dose of
bir dozda in a dose of
düşük dozda vermek underdose
aşırı dozda ilaç drug overdose
aşırı dozda in overdose
dozda başlanıldı iniated
aşırı dozda uyuşturucu almak overdose on drugs
aşırı dozda uyuşturucu drugs overdose
önerilen dozda at the recommended dose
aşırı dozda alınmış taken in overdose
aynı dozda at the same dose
en düşük etkili dozda at the lowest effective dose
her dozda at all doses
tam dozda at full dose
aşırı dozda hap pill overdose
her dozda in each dose
kazara aşırı dozda demir alımı accidental overdose of iron
hangi dozda at what dose
düşük dozda ilaç low dose medicine
yüksek dozda in high dose
mevcut dozda on current dose
tek dozda at single dose
aşırı dozda alkol alcohol overdose
dozda on a dose
düşük dozda aspirin lower dose of aspirin
aşırı dozda uyuşturucu kullanma overdosed on drugs
aşırı dozda ilaç ile with a drug overdose
doğru dozda at the right dosage
tek dozda in single-dose
aşırı dozda alkol overdose of alcohol
aynı dozda in the same dosage
aşırı dozda ilaç a drug overdose
çoklu dozda in multiple-dose
bir ... bir kırılganlık bir ... bir a...a brokenness a...a
bir tilki bir keresinde bir peynir parçasıyla bir karga uçarken görmüş a fox once saw a crow fly off with a piece of cheese in its
bir bir bir one-one-one
bir atlama, bir atlama ve bir atlama a hop, a skip and a jump
bir adama balık verin ve onu bir günlüğüne besleyin. bir adama öğret give a man a fish and you feed him for a day. teach a man to
bir başlangıç, bir orta ve bir son a beginning, a middle and an end
bir başlangıç, bir orta ve bir son sağlar provides a beginning, a middle, and an end
bir ... bir bakış ... bir a...gaze upon...a
bir yay, özel bir tel ile kuvvetlice gerilmiş esnek bir çubuk gibidir. a bow is like a flexible rod which strongly strained with a special string.
bir tarafa verilen herhangi bir bildirim veya başka bir iletişim any notice or other communication given to a party