öncelikli yatırım projeleri

öncelikli yatırım projeleri teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
öncelikli yatırım projeleri priority investment projects

öncelikli yatırım projeleri terimi için benzer kelimeler ve anlamları

öncelikli olan öncelikli paramount taking precedence
öncelikli yatırım alanları priority investment areas
öncelikli yatırım priority investment
öncelikli yatırım prioritised investment
yabancı yatırım projeleri foreign investment projects
greenfield yatırım projeleri greenfield investment projects
büyük ölçekli yatırım projeleri large scale investment projects
tamamlanan yatırım projeleri completed investment projects
tek yatırım projeleri single investment projects
iyi tasarlanmış yatırım projeleri well-designed investment projects
su yatırım projeleri water investment projects
büyük kamu yatırım projeleri major public investment projects
yurtdışı yatırım projeleri overseas investment projects
emlak yatırım projeleri property investment projects
sürdürülebilir yatırım projeleri sustainable investment projects
karlı yatırım projeleri profitable investment projects
finansman yatırım projeleri financing investment projects
topluluk yatırım projeleri community investment projects
yeni yatırım projeleri çekmek attract new investment projects
başarılı yatırım projeleri successful investment projects
somut yatırım projeleri concrete investment projects
sabit kıymet yatırım projeleri fixed assets investment projects
doğrudan yabancı yatırım projeleri foreign direct investment projects
yatırım ve yeniden yatırım invest and reinvest
yatırım fonları yatırım mutual funds investing
yatırım ve yeniden yatırım investment and reinvestment
yatırım sonrası yatırım ex-post investment
yatırım fonlarına yatırım investment in mutual funds
yatırım ve yatırım harcamaları investment and disinvestments
diyafram öncelikli aperture-priority
öncelikli olarak initiatively
öncelikli hak preemptive right
öncelikli posta priority mail
en öncelikli top priority
öncelikli sorumluluk primary responsibility
öncelikli haklar preemptive rights
öncelikli olmak take precedence over
öncelikli hedefi primary objective
öncelikli alanlar priority areas
öncelikli rol primary role
öncelikli olmalı shall take precedence
öncelikli korunma primary prevention
öncelikli anlaşma-mutakabat - ön görüşme prior agreement
öncelikli olmak takes precedence over
öncelikli hedef primary target
birinci öncelikli güvenlik faizi first priority security interest
öncelikli hak talebi priority claim
öncelikli öğrenim prior learning
düşük öncelikli low priority
öncelikli eylemler priority actions