| daha şiddetli karaciğer hasarı |
more severe liver damage |
daha şiddetli karaciğer hasarı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| karaciğer hasarı |
liver damage |
| karaciğer hasarı |
liver injury |
| ilaca bağlı karaciğer hasarı |
drug-induced liver injury |
| karaciğer hasarı |
hepatic injury |
| karaciğer hasarı |
hepatic damage |
| ağır karaciğer hasarı |
severe liver injury |
| alkolik karaciğer hasarı |
alcoholic liver injury |
| akut karaciğer hasarı |
acute liver injury |
| uyarılmış karaciğer hasarı |
induced liver injury |
| ölümcül karaciğer hasarı |
fatal liver damage |
| karaciğer ve böbrek hasarı |
liver and kidney damage |
| alkol kaynaklı karaciğer hasarı |
alcohol-induced liver injury |
| karaciğer hasarı miktarı |
amount of liver damage |
| karaciğer hasarı oluşabilir |
liver damage may occur |
| ciddi karaciğer hasarı |
serious liver injury |
| karaciğer hasarı gibi |
such as liver damage |
| alkolden karaciğer hasarı |
liver damage from alcohol |
| şiddetli karaciğer hastalığı |
severe liver disease |
| şiddetli kronik karaciğer hastalığı |
severe chronic liver disease |
| orta veya şiddetli karaciğer hastalığı |
moderate or severe liver disease |
| şiddetli karaciğer veya böbrek hastalığı |
severe liver or kidney disease |
| şiddetli karaciğer fonksiyon bozukluğu |
severe hepatic dysfunction |
| şiddetli karaciğer yetmezliği |
severe hepatic failure |
| şiddetli kemik iliği hasarı |
severe bone marrow damage |
| şiddetli sinir hasarı |
severe nerve damage |
| şiddetli göz hasarı |
severe eye damage |
| şiddetli şiddetli aerobik aktivite |
vigorous-intensity aerobic activity |
| daha az şiddetli ve daha kısa |
less severe and shorter |
| daha fazla hasarı önlemek |
prevent further damage |
| daha fazla hasarı azaltmak |
reduce further damage |
| daha fazla doku hasarı |
further tissue damage |
| daha fazla hasarı önlemek |
preventing further damage |
| daha az organ hasarı |
less organ damage |
| daha fazla hasarı önlemek için |
in order to prevent any further damage |
| daha fazla hasarı sınırlamak |
to limit further damage |
| daha şiddetli |
more severe |
| daha az şiddetli |
less severe |
| daha şiddetli |
further exacerbating |
| daha da şiddetli |
even more severe |
| daha şiddetli |
more violent |
| daha şiddetli hale gelir |
becomes more severe |
| giderek daha şiddetli |
increasingly violent |
| çok daha az şiddetli |
much less severe |
| daha şiddetli belirtiler |
more severe symptoms |
| daha şiddetli formlar |
more severe forms |
| daha şiddetli oldu |
became more severe |
| daha şiddetli kriz |
more severe downturn |
| daha şiddetli bir seyir |
a more severe course |
| hastalığın daha şiddetli şekli |
more severe form of the disease |
| daha şiddetli |
is more severe |