yeni bir dönem yaratmak

yeni bir dönem yaratmak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yeni bir dönem yaratmak creating a new era

yeni bir dönem yaratmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yeni bir sınıf yaratmak creating a new class
yeni bir gelecek yaratmak shape a new future
yeni bir dünya yaratmak creating a new world
yeni bir atık yaratmak creating a new waste
yeni sözcük yaratmak neologize
yeni işler yaratmak creating new jobs
yeni fırsatlar yaratmak driving new opportunities
yeni fırsatlar yaratmak drive new opportunities
yeni zorluklar yaratmak creating new challenges
yeni iş fırsatları yaratmak generate new business opportunities
yeni alan yaratmak creating new space
yeni paradigmalar yaratmak to create new paradigms
yeni yollar yaratmak creating new ways
yeni projeler yaratmak creating new projects
yeni iş fırsatları yaratmak generating new business opportunities
heyecan verici yeni olanaklar yaratmak opening up exciting new possibilities
yeni pazar fırsatları yaratmak opening up new market opportunities
yeni zorluklar yaratmak. raising new challenges.
yeni bir dönem habercisi herald a new era
yeni bir dönem için kadınlarla alternatifleri geliştirme development alternatives with women for a new era
yeni bir dönem başlıyor a new era begins
yeni bir dönem işaretlemek mark a new era
yeni bir dönem kullanmak usher a new era of
için yeni bir dönem a new era for
yeni bir dönem a new period
yeni bir dönem ayarla set a new period
yeni bir dönem başlıyor a new era is beginning
yeni bir dönem başlıyor are ushering in a new era
bu bölgeler için yeni bir tarihsel dönem başlıyordu. a new historical period was opening for these regions.
bir şeyden bir şey yaratmak to create something out of something
yeni dönem new term
yeni dönem new period
yeni dönem the new semester
yeni dönem başlıyor new era is beginning
yeni dönem başlıyor new semester begins
heyecan verici yeni dönem exciting new era
yeni dönem açar opens new era
yeni demokratik dönem new democratic era
bir farklılık yaratmak making a difference
olumlu bir fark yaratmak make a positive difference
bir gerçeklik yaratmak make a reality
önemli bir fark yaratmak make a significant difference
olumlu bir fark yaratmak making a positive difference
bir güvenlik faizi yaratmak create a security interest
bir avantaj yaratmak create an advantage
olumlu bir izlenim yaratmak create a positive impression
dünyada bir fark yaratmak making a difference in the world
bir rahatsızlık yaratmak create a disturbance
iyi bir izlenim yaratmak create a good impression
daha iyi bir anlayış yaratmak create a better understanding