ders vermeye başladım

ders vermeye başladım teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ders vermeye başladım started lecturing

ders vermeye başladım terimi için benzer kelimeler ve anlamları
izin vermeye başladım started allowing
cevap vermeye başladım i started to answer
poz vermeye başladım begun to pose
izin vermeye başladım started letting
ders vermeye başla begin give classes
kariyerine ders vermeye adadı devoted his career to studying
ders vermeye davet edildi was invited to lecture on
ders vermeye başla start teaching lessons
ders çalışmaya başladım i started studying
ders ve ders classroom and lecture
ders kitabı araştırması ve ders kitabı revizyonu hakkında unesco rehberi unesco guidebook on textbook research and textbook revision
fırına vermeye hazır oven-ready
bana bilgi vermeye devam edin keep me posted
vermeye devam ediyor keeps on giving
meyve vermeye geliyor coming to fruition
oy vermeye karar vermek deciding vote
vermeye devam et keep on giving
destek vermeye kararlı committed to supporting
vermeye devam eden hediye gift that keeps on giving
vermeye istekli willing to give
hizmet vermeye istekli willing to serve
destek vermeye istekli willing to support
vermeye devam et keep giving
hizmet vermeye devam et continue to serve
hizmet vermeye devam ediyor continues to serve
hizmet vermeye istekli willingness to serve
teklif vermeye istekli willing to offer
izin vermeye başla start permissive
vermeye istekli willing to grant
vermeye kararlı committed to giving
vermeye istekli is willing to grant
destek vermeye hazır duruyor stands ready to support
hizmet vermeye hazır olma readiness to serve
destek vermeye hazır olun stand ready to support
lisans vermeye istekli is willing to license
cevap vermeye çalış try to answer
geri vermeye kararlı committed to giving back
poz vermeye devam et continue to pose
cevap vermeye çalışıyorum strive to answer
karar vermeye yardım et help decide
borç vermeye isteksiz reluctant to lend
rapor vermeye teşvik edilir are encouraged to report
vermeye çalış try to give
vermeye tabi subject to giving
meyve vermeye through to fruition
cevap vermeye yardımcı olmak assist in responding
vermeye başla start giving
arz vermeye istekli is willing to supply
vermeye değer worth giving
teklif vermeye başla start bidding