| kadınların yaptığı önemli ilerlemeler |
the significant advances women have made |
kadınların yaptığı önemli ilerlemeler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| önemli ilerlemeler kaydedildi |
made major advances |
| yapılan önemli ilerlemeler |
the significant advances made |
| önemli ilerlemeler kaydettim |
have made considerable advances |
| önemli ilerlemeler sağladı |
produced significant advances |
| önemli ilerlemeler kaydedilmiştir |
important progresses has been made |
| önemli ilerlemeler sağlamak |
achieving significant advances |
| önemli ilerlemeler yapmak |
make considerable advances |
| ilerlemeler yapmak |
making advances |
| bazı ilerlemeler kaydedilmiştir |
some progress has been made |
| bazı ilerlemeler kaydedildi |
some progress was made |
| kaydedilen ilerlemeler |
progresses made |
| bazı ilerlemeler göstermiştir |
has shown some progress |
| bazı ilerlemeler kaydedildi |
some progress made |
| bazı ilerlemeler kaydedilmiştir |
some progress had been made |
| bugüne kadarki ilerlemeler |
advances to date |
| bazı ilerlemeler kaydedilmiştir |
some progress is being made |
| hayatta kalmadaki ilerlemeler |
advances in survival |
| cinsel ilerlemeler yapmak |
making sexual advances |
| yönünde kayda değer ilerlemeler |
notable advances towards |
| nano-ilerlemeler |
nano-advances |
| iyileştirme konusunda bazı ilerlemeler kaydetmiştir |
has made some progress in improving |
| ilerlemeler aşamaları |
advances stages |
| cinsiyet eşitliğinde kaydedilen ilerlemeler |
advancements in gender equality |
| büyük ilerlemeler yapmak |
make big advances |
| gelecekteki ilerlemeler güvence altına alındı |
future advances secured |
| ne gibi ilerlemeler kaydedildi |
what advances have been made |
| uygulamada kaydedilen ilerlemeler hakkında |
on progress achieved in the implementation |
| eşin zina yaptığı kimse |
co-respondent |
| yaptığı gibi |
as he does |
| o da yaptığı gibi |
as he did so |
| yanlış yaptığı için |
mistook her for |
| yaptığı gibi |
as it makes |
| yaptığı ilk |
made his debut |
| yaptığı çalışmada |
in his study |
| erkeklerin yaptığı kötülük |
the evil that men do |
| onun yaptığı gibi |
as she does |
| yaptığı konuşmada, kktc'nin |
tnrc |
| bütün yaptığı |
all he does |
| tıpkı yaptığı gibi |
just as she did |
| yaptığı her şey için |
for all he did |
| yaptığı şey |
what she does |
| onun yaptığı |
the way he did |
| yaptığı gibi |
as by doing |
| bana yaptığı gibi |
to me as he did |
| sık sık yaptığı gibi |
as he often does |
| yaptığı gibi |
as she made |
| diğer insanların yaptığı gibi |
as other people do |
| ders yaptığı |
course he does |
| yaptığı işten |
through her work |
| yaptığı gibi |
like he does |