kutudan çıkar çıkmaz

kutudan çıkar çıkmaz teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kutudan çıkar çıkmaz straight out of the box

kutudan çıkar çıkmaz terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kutudan çıkar çıkmaz right out of the box
kutudan çıkar çıkmaz works right out of the box
kutudan çıkar çıkmaz right out the box
kutudan çıkar çıkmaz kullanıma hazır ready to use straight out of the box
kutudan çıkar go right out of the box
bir filmden çıkar çıkmaz straight out of a movie
elden çıkar çıkmaz right out of the hand
ortaya çıkar çıkmaz as soon as they arise
dışarı çıkar çıkmaz as soon as they come out
kutudan fırlayan bebek jack-in-the-box
kutudan dışarı out of the box
kutudan çıkarma unboxing
kutudan çıkmak step out of the box
kutudan çıkan fikirler out of the box ideas
kutudan çıkmak break out of the box
açılan kutudan from the drop down box
kutudan çıkmak come out of the box
kutudan çıkan destekler supports out of the box
kutudan çıkmak run out of the box
teneke kutudan atıldı kicked the can down the road
kutudan dışarı adım stepping out of the box
kutudan geçmek pass through box
kutudan gelen bahar spring from the box
kutudan önceden yapılandırılmış pre-configured out of the box
bir kutudan çorba soup from a box
en iyi uygulamalar & # 039; kutudan çıktı & # 039; best practices 'out of the box'
kutudan çık step out the box
kutudan kutuya hareketleri bin to bin movements
kutudan optimize edilmiş optimized out of the box
kutudan biraz a bit out of the box
kutudan kurtuldum got rid of the box
kutudan oluşur is composed of box
kutudan çıkmaya hazır ready to go out of the box
kutudan doğru kelimeyi seçin choose the correct word from the box
kutudan kurtulmak rid of the box
kutudan çıkan uyumluluk compatibility out of the box
tadını çıkar o tadını çıkar enjoy o enjoy it
çıkar çıkar take take out
çıkmaz sokak blind alley
çıkmaz sokak cul-de-sac
çıkmaz sokak dead-end
çıkmaz ev sahibi dead-end host
çıkmaz deadlock
çıkmaz impasse
çıkmaz predicament
çıkmaz stalemate
iki yanlış, haklı çıkmaz two wrongs don't make a right
çıkmaz sokak dead end
çıkmaz sokak a dead end
siyasi çıkmaz political deadlock