işleyen bir durum

işleyen bir durum teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
işleyen bir durum a functioning state

işleyen bir durum terimi için benzer kelimeler ve anlamları
iyi işleyen bir durum a well-functioning state
işleyen durum functioning state
normal işleyen durum normally functioning state
işleyen bir sistem a functioning system
işleyen bir anlaşma an agreement which operates
işleyen bir pazar a functioning market
işleyen bir tesiste üretilmiştir manufactured in a facility that processes
işleyen bir demokrasi a functioning democracy
işleyen bir greft a functioning graft
işleyen bir ilişki a functioning relationship
işleyen bir çiftlik a functioning farm
işleyen bir ülke a functioning country
iyi işleyen bir işgücü piyasası a well-functioning labor market
iyi işleyen bir program well functioning program
iyi işleyen bir süreç a well-functioning process
işleyen bir şekilde in a manner that renders
işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olmak have a functioning market economy
iyi işleyen bir toplum a well-functioning society
ayrıca işleyen bir tesiste işlenir processed in a facility that also processes
iyi işleyen bir şirket. well-functioning company.
işleyen bir hükümet a functioning government
iyi işleyen bir pazar a wellfunctioning market
işleyen bir şey something that renders
tamamen işleyen bir eksikliği lack of a fully functioning
borçlunun verdiği bir rehinten doğan durum veya durum the status or condition arising from a pledge by a debtor of
1. sizin için herhangi bir tıbbi durum veya ilgili durum 1. any medical condition or related condition for which you
işleyen functioning
kendi kendine işleyen self-actuating
cinsel suç işleyen kişi sex offender
iyi işleyen well-functioning
işleyen, commiting
tamamen işleyen fully functioning
düzgün işleyen smooth functioning
yüksek işleyen high-functioning
işleyen sistem functioning system
işleyen demokrasi functioning democracy
yüksek işleyen otizm high-functioning autism
sorunsuz işleyen smoothly functioning
tam işleyen full functioning
işleyen hükümet functioning government
işleyen pazar functioning market
işleyen a functioning
iyi işleyen good functioning
işleyen pazar ekonomisi functioning market economy
zayıf işleyen poor functioning
düzgün işleyen properly functioning
işleyen ekosistemler functioning ecosystems
işleyen böbrek functioning kidney
beyin işleyen brain functioning
kötü işleyen poorly functioning