ağırlaştırıcı ve hafifletici koşullar.

ağırlaştırıcı ve hafifletici koşullar. teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ağırlaştırıcı ve hafifletici koşullar. aggravating and mitigating circumstances.

ağırlaştırıcı ve hafifletici koşullar. terimi için benzer kelimeler ve anlamları

ağırlaştırıcı ve hafifletici faktörler aggravating and mitigating factors
hafifletici ve ağırlaştırıcı faktörler mitigating and aggravating factors
ağırlaştırıcı veya hafifletici durumlar aggravating or mitigating circumstance
ağırlaştırıcı koşullar aggravating circumstances
ağırlaştırıcı koşullar aggravating conditions
ağırlaştırıcı koşullar ve bilgiler aggravating circumstances and information
hafifletici koşullar extenuating circumstances
hafifletici koşullar mitigating circumstances
hafifletici koşullar nedeniyle due to extenuating circumstances
hafifletici koşullar any mitigating circumstances
hafifletici koşullar vardı. there were mitigating circumstances.
hafifletici koşullar olmaması absence of mitigating circumstances
hafifletici koşullar mitigating conditions
hafifletici koşullar dışında outside of extenuating circumstances
hafifletici koşullar yoktur there are no mitigating circumstances
kısmen hafifletici koşullar partially mitigating circumstances
ağırlaştırıcı aggravating
ağırlaştırıcı faktörler aggravating factors
daha da ağırlaştırıcı further aggravating
en ağırlaştırıcı the most aggravating
ağırlaştırıcı hareketler aggravating movements
daha ağırlaştırıcı more aggravating
ağırlaştırıcı bir durum an aggravating circumstance
ağırlaştırıcı anksiyete aggravate anxiety
ağırlaştırıcı semptomlar aggravating symptoms
ağırlaştırıcı yaptırımlar aggravating sanctions
belirli ağırlaştırıcı durumlar specific aggravating circumstances
ağırlaştırıcı faaliyetler aggravating activities
ağırlaştırıcı konular exacerbating matters
ağırlaştırıcı durumla with the aggravating circumstance
ağırlaştırıcı hükümler aggravating provisions
ağırlaştırıcı etkiler exacerbating impacts
ağırlaştırıcı ekonomik zorluklar aggravating economic difficulties
hafifletici extenuating
hafifletici durum extenuating circumstance
hafifletici bileşik fulminating compound
hafifletici toz fulminating powder
hafifletici mitigating
hafifletici palliative
hafifletici tedavi palliative treatment
hafifletici faktörler mitigating factors
hafifletici önlemler mitigating measures
hafifletici faaliyetler mitigating actions
hafifletici kontroller mitigating controls
hafifletici önlemler easing measures
hafifletici risk mitigating risk
hafifletici kanıt mitigating evidence
hafifletici kuvvet relieving force
hafifletici önlemler mitigative measures
bu nedenle hafifletici thus mitigating