geleneksel sınıf öğrenme

geleneksel sınıf öğrenme teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
geleneksel sınıf öğrenme traditional classroom learning

geleneksel sınıf öğrenme terimi için benzer kelimeler ve anlamları
geleneksel ve geleneksel olmayan traditional and nontraditional
geleneksel ve geleneksel olmayan aktörler traditional and non-traditional actors
geleneksel ve geleneksel olmayan güvenlik tehditleri traditional and non-traditional security threats
geleneksel ve geleneksel adalet customary and traditional justice
geleneksel öğrenme traditional learning
geleneksel sınıf conventional grade
geleneksel orta sınıf traditional middle class
öğrenme çıktılarını öğrenme learning deliverables
öğrenme öğrenme ve learning learning and the
öğrenme öğrenme match learning
sınıf içi öğrenme classroom learning
sınıf temelli öğrenme classroom-based learning
sınıf temelli öğrenme class based learning
birinci sınıf öğrenme toplulukları first-year learning communities
sınıf içi öğrenme uygulaması application of classroom learning
sınıf dışında öğrenme outside the classroom learning
sınıf öğrenme alanları classroom learning areas
sınıf temelli karma öğrenme classroom-based blended learning
sınıf v, sınıf u grade v, grade u
anaokulu, birinci sınıf ve ikinci sınıf kindergarten, first grade, and second grade
birinci sınıf-son sınıf freshman-senior year
sınıf veya sınıf class or grade
geleneksel işaret conventional sign
geleneksel silah conventional weapon
geleneksel bilgelik conventional wisdom
geleneksel conventionally
geleneksel olmayan non-traditional
geleneksel olmayan nontraditional
geleneksel traditional
geleneksel mantık traditional logic
geleneksel evlilik traditional marriage
geleneksel seçenek traditional option
geleneksel politika traditional policy
geleneksel silah traditional weapon
geleneksel traditionally
geleneksel olmayan savaş unconventional warfare
geleneksel sistem us customary system
olağan ve geleneksel usual and customary
geleneksel bilgi traditional knowledge
geleneksel uygulama customary practice
geleneksel olduğu gibi as is customary
geleneksel birimler customary units
geleneksel yaklaşım traditional approach
geleneksel olmayan gaz unconventional gas
makul ve geleneksel reasonable and customary
geleneksel kullanım customary use
geleneksel form customary form
geleneksel cinsiyet rolleri traditional gender roles
geleneksel yemek traditional food
geleneksel temsiller customary representations