birlikte karıştırmayın

birlikte karıştırmayın teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
birlikte karıştırmayın don't mix together

birlikte karıştırmayın terimi için benzer kelimeler ve anlamları
iyice karıştırmayın don't mix well
karıştırmayın don't confuse
pilleri karıştırmayın do not mix batteries
iyi karıştırmayın do not mix well
lütfen karıştırmayın please do not confuse
karıştırmayın do not confuse with
karıştırmayın don't get mixed up
eski ve yeni pilleri karıştırmayın do not mix new and old batteries
klor ağartıcı ile karıştırmayın do not mix with chlorine bleach
eski yeni pilleri karıştırmayın do not mix old new batteries
çamaşır suyu ile karıştırmayın do not mix bleach with
asla çimento ve katkı maddeleri ile karıştırmayın. never mix with cement or additives other than
alkali karıştırmayın do not mix alkaline
fazla karıştırmayın do not mix much
yağ karıştırmayın do not mix oil
1. karıştırmayın 1. do not mix
sallamayın ya da karıştırmayın do not shake or stir
karıştırmayın don't mingle
birlikte ve birlikte jointly and severally with
birlikte ilerlemek için birlikte çalışmak work together moving forward
birlikte sonsuza dek birlikte together ever ever after
ile birlikte along with
birlikte co-
birlikte adaptasyon coadaptation
birlikte evrim coevolution
birlikte uzanan coextensive
birlikte yaşamak cohabit
birlikte yaşayan cohabitants
birlikte yaşama cohabitation
birlikte yaşayan cohabiting
birlikte-indirgeme conjunction-reduction
bu birlikte cotransduction
birlikte kesmek cut along
evlenmeden birlikte yaşama free love
birlikte takılmak hang together
birlikte davranmak have one's act together
hiperglisüri ile birlikte hiperglisemi hyperglycinemia with hyperglycinuria
birlikte in unison
birlikte çalışabilirlik interoperability
birlikte çalışabilir interoperable
birlikte örmek interweave
birlikte vurmak knock together
birlikte lamba lamping
gül ve dünya seninle birlikte gülsün laugh and the world laughs with you
birlikte yaşamayı öğren learn to live with
birlikte hareket etmek liaise
birlikte yaşamak live together
birlikte yaşamak live with
hep birlikte masse
olmayan birlikte non-conjunction